Tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve bu kaynakların sürdürülebilir yönetimine odaklanılmasını sağlamak amacıyla her yıl 22 Mart’ta ‘Uluslararası Dünya Su Günü’ kutlanıyor. Nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme, tarımsal üretimdeki artış, su kullanım alışkanlıklarındaki değişim temelinde su kaynakları üzerinde oluşan kullanıcı baskısı ile yağışların azalması, küresel ısınma ve iklim değişikliği etkisi, dünyada ve Türkiye’de kişi başına düşen su varlığının yıllık miktarının azalma eğiliminde olmasına neden oluyor. İklim değişikliğinden meydana gelen sıcaklık artışlarının, yeraltı su seviyelerinin düşmesine, sulak alanların azalmasına sebep olduğunu ifade eden Antalya Çevre Tarım ve Hayvancılık A.Ş. (ANÇET) Çevre Yüksek Mühendisi Banu Sınmaz Kırtman, tarımda aşırı gübreleme ve ilaçlama faaliyetlerinin yeraltı sularının kirlenmesine sebep olduğunu ve su kaynakların sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirterek şöyle konuştu: “İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin artan sıcaklıklar ve değişen yağış rejimleri gibi etkileriyle, kuraklık koşullarının şiddetinin ve sıklığının birçok bölgede artması bekleniyor. Bu bağlamda Akdeniz, iklim değişikliğine ve kuraklık riskine karşı dünyadaki en hassas bölgelerden biri. İklim projeksiyonlarına göre, 2050 itibarıyla İtalya, Portekiz, İspanya, Yunanistan ve Türkiye’de yağışların yaklaşık yüzde 20 azalması tahmin edilirken yılda en az altı ay kuraklık koşullarının hakim olması bekleniyor. Bu bölgeler arasında Türkiye’nin güney sahilinde yer alan ve yarı kurak bir iklime sahip olan Antalya da kuraklık açısından riskli bölgelerden biri olarak öne çıkmakta.Bu durumdan dolayı Antalya içinde yer alan ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler konu ile ilgili etkin bir biçimde çalışmalar, çalıştaylar ve bilgilendirme toplantıları düzenlemektedir. Tüm ilgili kamu kurumları kendi sorumluluk alanları ile ilgili stratejiler geliştirerek uygulamaktadır.”
Çözüm önerileri ve politikalar
Su tasarrufu için bireysel ve toplumsal olarak neler yapılabileceği konusunda Banu Sınmaz Kırtman şunları kaydetti: “Fotoselli musluklar ve tasarruflu duş başlıkları kullanın. Sızıntıları hemen onarın. Çamaşır ve bulaşık makinesini tam yükte kullanın. Bahçenizde Akıllı Sulama Sistemi kullanın. Daha kısa duş alın. Yağmur suyunu toplayın ve kullanın. Diş fırçalama ve bulaşık yıkarken suyu kapatın. Dondurucudaki buzları çözün. Çamaşırları havalandırarak kurutun. Kullanmadığınız suyu akıtmayın. Yerel yönetimler su yönetimi konusunda ne gibi çalışmalar yapabilir? Su temin ve kayıp kaçak konusunda yatırımlarını artırabilir, SKADA sistemi kurabilir, su kaynaklarını etkin kullanıp mevcut kaynaklarının korunması için gereken işlemleri yapabilir. Koruma bandı oluşturmak, su kalitesini izlemek vb gibi. Antalya ilimizde de konu ile ilgili etkin bir biçimde çalışmalar yürütülmektedir.”
Su israfının önlenmesi
Kırtman, su israfının önlenerek suyun korunması, sulama sistemlerinin etkinliğinin arttırılması, su kalitesinin arttırılması, yüzey suyu kullanım miktarının toprak ve ürün tipi ile sulama yönteminin gerektirdiği miktar ile sınırlandırılması, yeraltı suyu çekimlerinin sınırlandırılmasının da tarımda suyun verimli kullanılması için uygulanabilecek yöntemler arasında olduğundan söz etti. Kırtman, “İstenirse damla sulama sistemlerinde basit veya gelişmiş bilgisayarlı otomatik denetim ekipmanları kullanılabilir. Otomatik denetim ekipmanları ile topraktaki nem düzeyi belirli bir seviyeye düşünce motopomp çalıştırılabilir, sistemdeki vanalar otomatik olarak açılıp kapanabilir, istenilen miktarda sulama suyu ve gübre uygulanabilir, topraktaki nem düzeyi istenilen düzeye yükselince motopomp durdurularak sulamaya son verilebilir. Yağmur suyu hasadı da bu konuda su verimliliğini artırabilir, elbette su kalitesine bakılmalıdır. Bu konuda en önemli kısıt yağış zamanlarının düzenli olmaması, yağmurun anlık meydana gelen olay olması, depo ihtiyacı olması ve elbette uygun alan ve düzeneğe ihtiyaç duyulmasıdır” dedi.
Gelecekte su kullanımı
Kırtman, SCADA sistemlerinin etkinliğini de açıklayarak gelecekte su kullanımın nasıl olması gerektiğine şöyle dikkat çekti: “Günümüzde, su temin ve dağıtım sistemlerinin işleyişini iyileştirmek için birçok su idaresi, şebekenin mevcut durumunu tanımlayan ve bu verileri düzenli ve kısa zaman aralıklarında bir kontrol merkezine ileten SCADA sistemlerini benimsemiştir. Bu tür sistemler, operatörlerin dağıtım şebekesi boyunca basınçları ve akış debilerini izlemesine ve çeşitli kontrol elemanlarını (yani pompalar ve vanalar) merkezi bir konumdan çalıştırmasına imkân verir. Skada ve akıllı şebeke sistemleri kullanılmaktadır. İklim değişikliği, nüfus artışı ve artan su talebi, Türkiye'nin su kaynakları üzerindeki baskıyı artırıyor. Su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir yönetimi bir zorunluluk haline gelirken, bu doğrultuda ‘Su verimliliği yönetmeliği’ 08.01.2025 de yayımlandı. Yönetmelik; su verimliliği sistemlerinin kurulması, su verimliliği il planlarının hazırlanması, uygulanması ve izlenmesi ile su verimliliği belgelendirme sisteminin oluşturulmasına yönelik usul ve esasları belirliyor. Su krizi yaşanması durumunda gıda krizi ve suya ulaşım konusunda göçler olması beklenmektedir. Türkiye'nin su yönetimi konusunda önümüzdeki yıllarda izlemesi gereken yol ise, gerekmedikçe su kullanmamak, gerekiyor ise minimum seviyede kullanmak, ürettiğimiz atıksuyu geri kazanarak yangın suyu, sulama suyu, soğutma suyu gibi amaçlarla kullanılmasıdır.”
ARZU YAVUZ