Şu günlerde vizyonda olan bir tiyatro oyunu var. ‘Bütün Kadınların Kafaları Karışıktır’ diye. Güzel bir kadro, verilen onca emek. Ece Temelkuran tarafından kitaplaştırılan romanın Selen Uçer tarafından tekrar ele alınarak birtakım değişikliklerle tiyatroda sahneye kondu, seyirciyle buluştu.
‘Bunda ne var’ diyebilirsiniz. Romanın ve tiyatro oyununun içeriği komedi diye de lanse edilmiş biraz gülsek de diyebilirsiniz.
Bütün bunlara benden de kocaman bir evet, karşı durduğum, romanın adı ve aynı adla ‘Bütün Kadınların Kafası Karışıktır’ adıyla tiyatroya aktarılması benim üzerinde durduğum konu.
Çünkü ülkemizde daha kadınlar istenilen hakları gerçek hayatta elde edememişken, birçok kadının özgüveni yokken ya da mesleki başarıları ve kariyerlerine rağmen kendi çevrelerindeki bazıları tarafından kendilerine bağlı yaşamaları için yok edilirken, kadınların böyle bir şekilde adlandırılması bana göre kadınlara yapılan bir haksızlık ve yanlış.
Denebilir ki herkes hür ve bir roman yazarı kitabına istediği adı verebilir. Bir başka yazar da bu romanı yeniden düzenleyip tiyatro sahnesine koyabilir.
Buna en ufak bir itirazım yok. Benim itirazım Ece Temelkuran gibi aktivist bir kadın yazarın ve Selen Uçer gibi ufku geniş ve başarılı bir kadının bu isim etrafında birleşmeleri.
Çünkü ülkemiz genç kızlarının ve kadınlarının kafa karışıklıkları ile vakitlerinin harcanmasına çalışılmasına tahammülü yoktur, olmamalıdır.
Bu iki güzide kadının hayatlarını incelediğimizde ise aslında kendi kafalarının karışık olduğunu görüyoruz.
Kitabın yazarı Ece Temelkuran'ın hukukçu, tiyatro eseri haline getiren Selen Uçer'in ise kimya mühendisi olduğunu görüyoruz. Ama her ikisi de elde ettikleri, okudukları mesleklerinin dışında yürümüşler.
Her iki kadın sanatçı da çok kıymetli işler yapmış ve ödüller almış.
Ama ben diyorum ki bütün bunlara rağmen ülkemiz kadınlarının bazıları tarafından kafa karışıklığı gibi bir küçümsemeye gidebilen bir adlandırılma.
Genç kızlarımız kadınlarımız bana göre özellikle son yıllarda küçük yaşlardan itibaren net duruş sergilemekte, mesleki ve hayati kararlarında hedefleri net karar veriyorlar.
Fakat bazı insan kılıklı canlılar kadınların özellikle de mesleki başarıları ve kariyerleri olan kadınları kendi etraflarında tutabilmek için onları devamlı küçümseyen, suçlayan, beceriksizliklerle itham ederek özgüvenlerini yok edip kendi yörüngelerinde tutabilme çabasındalar.
Böyle bir ortam varken kadınlarımızın kafaları net, hedefleri yüksek olmalıdır.
Kadınların etraflarında onları kendilerine bağımlı tutabilmenin hesaplarını yapanların ve kafa karışıklığı yaratıp geri gitmelerine sebep olanların olduğunu bütün bu kafa karışıklığına uğratılan kadınların kendilerine bağımlı yaşamalarını sağlama çabasında olduklarını unutmamak lazım.
Özellikle kadınlar hakkında konuşurken, onların daha iyi koşullarda olmalarını isterken kelime ve nüans hataları yapmamak gerekiyor.
Kısacası kaş yapalım derken göz çıkarılmamalıdır.
Birçok genç kızımız kadınımız zaten hayatlarında med-cezir yaşatılmak istenirken, kararsızlık dehlizlerine sürüklenmek istenirken onları kavram kargaşalarına itebilecek itham edilmelerine yol açabilecek adlandırılmaları kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Ben diyorum ki kadınlar kıymetlidir, zekidir, akıllıdır, kadınların kafası karışık değildir. Kadınların ufukları açıktır, sezgileri kuvvetlidir.
Böylesine artıları olan kadınlarımızın kafalarının karıştırılmasına yol açacak tanımlamalardan kaçınmak gerekiyor.
Çünkü genç kızlarımız, kadınlarımız net ve kararlı oldukları ölçüde başarılı ve kariyer sahibi olacaklar, kendilerinin farkında kimseye boyun eğmeden yaşamlarına devam edeceklerdir.
Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.