Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın, Antalya halkına çoook uzaklardan bir mesaj göndermiş..
Gezi Parkı eylemcilerden, bir süre eylemlerinden vazgeçmelerini istiyor..
Niye “bir süre”?
Çünkü..
Yapılan eylemlerin hiçbirinde bulunamadığı için maalesef adı hiç anılmadı..
Akaydın buna hiç alışık değil..
“Antalya’ya hizmet” için seçildi, ama hizmet hiç umurunda olmadı..
Ya Başbakan’a bulaştı, ya “Abi”sine..
Bunu o kadar sık yaptı ki..
Akaydın’ı duyan-gören, onu Antalya’nın belediye başkanı değil, partisinin genel sekreteri, hatta genel başkanı falan sanır..
Akaydın olmadan yapılan eylem, eylemden sayılır mı?
“Beni bekleyin” demek istiyor elbet..

Antalya’da olsa, eylemcilerin en önde gideni olacağından hiç şüphem yok..
Yazılı açıklamasına bakarsak, provokatörlerden pek bir farklı ifadeler kullanmıyor..
Şöyle diyor:
“Bütünüyle olaylara bakıldığında, sadece çevreci bir toplumsal tepki değil bu..
(Maşallah, bunu anlayabilmiş demek ki..)
Türkiye'de yaşanan zulme, adaletsizliğe, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe ve ötekileştirmeye karşı duyulan toplumsal bir patlamadır..”
Ardından, “niye ara verilmesini istedi”nin cevabı geliyor:
“Tepkinizi kontrollü ve barışçı bir şekilde eyleme dökmenizi, belki de ülke yararı için bir süre vazgeçmenizi diliyorum..”
Akaydın’ı tanımasam, “yahu adam bu ülkeyi ve Antalya’yı o kadar çok düşünüyor ki, en küçük bir zarar gelmesini istemiyor” derdim..
Ama..
Eminim, bu “ara verin” çağrısının arkası gelecek..
Daha doğrusu, Akaydın geldiğinde eylemler daha da artacak..
Ve göreceksiniz, en önde de kendisi olacak..
Kalabalık toplamak için konserler-eğlenceler bile düzenleyecek..

Yapmasın mı?
Yapsın tabii..
Nasıl olsa Antalya’ya hizmet açısından umudumuzu kestik..
Renkli endamını hiç olmazsa eylemlerde görürüz, bize de bol bol malzeme çıkar..
Zaten Akaydın’ın istediği de bu değil mi?

Hadi, kırmayalım sevgili Başkan’ımızı..
“Ara verin” dedi ya..
“Emriniz başım üstüne Başkan’ım” diyelim..
Derhal eylemlere ara verelim ve ona da en önde yer açalım lütfen..
Kambersiz düğün olur mu?

**********

‘Baba Türkiye’ mi böyle mi olacak..’

Tarafsız tutumuyla dikkati çeken bir arkadaşımız pazar günü akşam saatlerinde eşini ve 15 yaşındaki kızını alıp Cumhuriyet Meydanı’na gider..
Amaçları eylem alanında bulunmaktır..
Ancak, Meydan’da gördükleri manzara karşısında şaşırır kalırlar..
Ellerinde bira ve içki şişeleri olan kalabalık bir grup, yerlere uzanmış hem içiyor hem bira şişeleriyle T.C. gibi yazılar yazıyorlar..
Genç kız babasına dönüp şunu sorar:
“Bu gençlerin istediği özgürlük ve istedikleri Cumhuriyet böyle bir şey mi baba?
Eğer bu ise, ben böyle bir Türkiye’de yaşamak istemiyorum..”
Baba kızına sarılır ve “her şeyi izle, bolca oku, analizini yap ve ne yapacağına, nasıl olacağına kendin karar ver kızım, benim sana vereceğim cevap budur” der..
İçleri burkularak, eylem alanından uzaklaşırlar..

Biliyorsunuz, bu grup daha sonra gidip Ak Parti ve Valilik binasına saldırdı..
“Türkiye'de yaşanan zulme, adaletsizliğe, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe ve ötekileştirmeye karşı duyulan toplumsal bir patlama” umarım böyle bir şey değildir..
Umarım..