Liman Derneği, Kutup Yıldızı, Kent ve Medeniyet Derneği’nin Erdem Beyazıt Kültür Merkezi’nde ortaklaşa düzenlediği ‘Kardeşlik Medeniyeti’ başlıklı konferansta araştırmacı yazar, Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan’ı dinledik. 

Konferansta aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Şahıslara şahsiyet kazandırmanın adıdır İslam” cümlesi beni benden alıyor, bir büyük labirentin tam da ortasına bırakıyordu. İslam çağının hedefi “insan insanın yurdudur” şiarı yeniden bir dirilişe, uyanışa müjdeci oluyordu.

Tüm insanları kardeş olarak görebilme ve kardeş kılabilme hassasiyetiyle davette bulunma mücadelesini konuşuyoruz.

Amr bin Hişamları (Ebu Cehil) Taif’lileri hatırlayarak 120 binden fazla sahabenin Çin’de, Afrika’da, İstanbul’da, Diyarbakır’da dünyanın dört bir tarafında ne işi varsa o prensiple, o hedefle kardeşliğe doğru adımlar atmalı harekete geçmeliyiz.

“Emri bil maruf nehyi anil münker” hukukuyla bir kardeşlik. Üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha önemli bir kardeşlik. Örgütlü bir kardeşlikten bahsediyorum. Kardeşlik birlikte yürümeyi gerektirir, kimlerle birlikte yürüyeceğiz. Allah’ı birleyenlerle. Vahdet ehliyle.

Kardeşlik hukukumuz evvela 4 G’ye dayanacak. Nedir bu 4 G.

Güven-Gönüllülük-Güç-Gayret

Şimdi yaşanmış bir olayla kardeşlik yazımızı toparlayalım.

Esad ve onun yardımcısı Putin her gün yaptıkları zulümlerine bir yenisini daha eklemek üzere bir şehri bombalamaya başlarlar. Bombalama bitip etrafı mazlumların çığlıkları sardığında havada yıkılan binaların tozları, bombalamadan geriye kalan duman ve yanık ağır et kokusu vardır. Hayatta kalabilmiş üç beş sivil ve yardıma gelen gönüllü doktorlarla bir binanın enkazına girilir. Bir aile analı kızlı, babalı evlatlı katledilmiştir. 6-7 yaşlarında bir sabi sübyan yaralı kurtulmuştur. Doktor hemen onu kucaklar, ambulansa taşır. Bir şey dikkatini çeker hızlı adımlarla yürürken çocuğun bir eli sımsıkı yumruktur. Ambulansa varınca açmak ister, yavrucak açmaz. Doktor sağına soluna bakmaya gerekli müdahalelerle de bulunmaya devam eder. Hastaneye varıp ameliyata aldıklarında çocuk elini yine açmaz. Doktor ameliyattan sonra çocuğun avucunu açar bir parça kuru ekmek parmaklarının arasından yuvarlanır…

İşte bizler bu çocukla aynı Allah’a hesap vereceğiz.

İş bu yazdıklarımdan “kardeşlik” adına size düşen bir hisse yok mu?