Hüseyin Turan’ı tanıyanınız var mı?
Ben tanımıyorum..
Sizlerin de tanıdığını hiç sanmıyorum..
Ama..
“Hüseyin Turan”lar o kadar çok ki..
Varlıklarını hissetmemek mümkün değil..
Çünkü..
“Kendi görüşünde olmayanları, ÖTEKİ gibi göstermek” en belirgin özellikleri..
Ve eminim, birçok kişi bunu gayet iyi yaşıyor..
…
“Nereden çıktı bu konu, kim bu Hüseyin Turan” diye sorduğunuzu biliyorum..
Anlatacağım..
…
Geçtiğimiz hafta başında, ölen oğlumun 5.5 yıldır süren mahkemesi için İstanbul’a gideceğimi yazmış, bu arada yüreğimden geçenleri de okuyucularımla paylaşmak istemiştim..
Sanırım o yazıyı hatırlarsınız..
Telefondan, Facebook’tan ve Twetter’den çok sayıda destekleyici mesajlar aldım..
“Dualarımız seninle” diyenler oldu..
“Sabır” dileyenler oldu..
“Adaletin yerini bulmasını temenni edenler” oldu..
Buradan hepsine ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ediyorum..
İnsanın yalnız olmadığını bilmesi çok güzel..
…
İşte..
Bu “sabır” dileyenlerden biri de Hüseyin Turan isimli bir okuyucum..
O yazıma bir yorum yapmış..
Sabır diliyor, ama öyle bir dileyişe hayatımda hiç rastlamadım..
“Evladını kaybeden bir baba olarak acınızı çok derinden anlıyor, size ve muhterem eşinize sabırlar diliyorum” diyor..
Ama..
Yorumunu okumaya devam edince şaşkınlığımı gizleyemiyorum..
Hüseyin Turan, “adalet” isteğimi kullanarak beni hemen “ötekileştirivermiş”..
Yazımın bir bölümünden alıntı yaparak, kendine göre şöyle “bir özet” çıkarmış:
“Başbakan’ın dünürü Albayraklar..
Bizi umutsuzluğa biraz daha itiyor..
Yine haksız ama güçlü olan kazanacak..
Dua ediyoruz..”
Ardından da o şaşırtan “yorumunu” ilave etmiş:
“Dua edeceğinize, mücadele etmenizi isterdim..
Yazılarınızla desteklediğiniz iktidarın Başbakan’ının dünüründen şikayet ediyor ama yazılarınızla bu zümreye destek oluyorsunuz..
Katiline aşık olmak bu olsa gerek..”
…
Bir başkasının evlat acısını anlamak böyle oluyor demek ki..
Başbakan’ın dünürünün yaptığından Başbakan’ı sorumlu tutmak “nasıl bir mantık”tır, anlayan bana da anlatsın lütfen..
Adaleti sağlayacak olan yargıyı bırakıp iktidarı suçlamak “nasıl bir zihniyet”tir, bunu da siz değerlendirin artık..
Neden bir kesim, “ya benden olursun ve benim gibi düşünürsün, ya da ben seni ötekileştiririm arkadaş” zihniyetini hiç bırakmıyor?
…
Benim işim “eleştirmek”..
Benim işim, “bilgilendirmek, uyarmak”..
Benim işim, “insanlara gerçekleri-doğruları” aktarmak..
Bugüne kadar iktidarı, “hak etmediği hiçbir konuda” destekleyen bir tek yazı yazmadım..
Varsa böyle bir yazım, gösterin bugün mesleğimi bırakacağım..
Ama..
Özellikle CHP ve MHP kesiminden kişiler..
Yani “Hüseyin Turan”lar..
“Yanlışlarını gösterip, doğrusu şudur, bunu yaparsanız daha iyi olur” şeklinde yaptığımız eleştirilere asla tahammül edemiyor ve hemen sizi “karşı taraf”tan biri görüyor, göstermeye çalışıyor..
Biliyor musunuz?
Böyle bir zihniyet, beni en az oğlumu kaybetmenin verdiği acı kadar üzüyor..
Yazık..
NOT: Merak edenler için söylüyorum: Oğlumla ilgili mahkeme yine ertelendi.. Birkaç ay sonra yine İstanbul yollarına düşeceğiz.. Bu durumla mücadele nasıl yapılır, biri beni bilgilendirebilir mi acaba?