Geçen gün yazdığım “Büyükşehir yeni bir dönem başlatmalı” yazıma oldukça çok sayıda gerek mesajla ve gerekse telefonla arayarak yorum yapanlar oldu.

Hemen hepsinin ortak noktası “evet, Başkan ceza evinde ama hizmetler durmamalı” şeklinde oldu.

Söz konusu yazımda da belirttiğim gibi gerek Meclis tarafından Başkan Vekilliğine seçilen Sayın Büşra Dirgen Özdemir, gerek başkan danışmanları ve yönetimin üst düzey bürokratları ve gerekse Büyükşehir Meclis üyeleri bir şeyi iyi fark etmelidirler…

“6 yıldır sürmekte olan Muhittin Böcek dönemi artık net biçimde sona ermiştir.”

Gerçekçi olmak lazım, çünkü;

1- Muhittin Başkanın ceza evinden kısa sürede çıkma ihtimali çok zayıf görünüyor

2- Ceza evinden tahliye olsa bile yaşadığı travma ve covid döneminden kalma sağlık sorunları nedeniyle uzun süre hastanede tedaviye ihtiyaç duyacak böylece Belediye çalışmalarıyla yakından ilgilenemeyecektir.

3- Keza ceza evinden tahliye edilse de billboardlarda Büyükşehir Belediye Başkanı unvanını bile sildiren İçişleri Bakanlığının mahkeme süreci bitene kadar göreve döndürmeye pek niyeti olmayacaktır.

Kısacası, ceza evine giderek çalışmalar ve kararlar hakkında Muhittin Başkandan görüş alarak Belediyeyi “vesayetle” yönetmek çok sağlıklı değildir.

Elbette Muhittin Başkana hem belediye olarak hem siyasi olarak hem de hukuki olarak sahip çıkılması için her şey yapılmalıdır, bundan yana hiç kuşku yoktur.

Ama bu belediyeyi geriye kalan 3 yılda vesayetle yönetmek anlamına gelmemelidir.

Bakın bir okurum şöyle bir yorum göndermiş bana…

“Sadece sayın başkan tutuklanmış değil, aynı zamanda mülkiye müfettişleri ve sayıştay denetçileri (ve Savcılık) ile yoğun bir denetim altına alınmış (adeta tutuklanmış) bir belediyemiz var.

Yorgunluk, bitkinlik, siyasi otorite boşluğu ve yönetimsizlik had safhada iken sizin de tespit ettiğiniz gibi kimse işine odaklanamıyor, öteliyor, adım atmıyor çaresizce gün geçirmek zorunda kalıyorlar.”

Muhtemelen belediyede çalışan bir başka okurum ise şunu yazmış...

“Belediye üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, sebep ve kaynağı olmadıkları ancak aynı gemide olmaları sebebiyle algısal bir çöküntü ve suçluluk duygusu içindeymiş gibi endişe ve kaygıyla bekliyorlar, bekletiliyorlar.

Herkes Vekil Başkandan güçlü bir irade bekliyor…”

Belediye başkanlığı ve belediye sonuçta siyasi bir kurum olduğu için bence Başkan Vekili Sayın Özdemir “irade koyabilmek için” önce Muhittin Başkanla görüşmeli sonra da CHP İl Başkanı ve CHP’li ilçe belediye başkanlarıyla ve Belediye Meclisinin CHP Grubuyla bir toplantı yapmalı.

“Bundan sonrası için ne yapmalıyız” sorusu masaya yatırılmalı…

Bu çalışmalardan sonrada yanına İl Başkanı ve iki ilçe belediye başkanını alarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşüp ildeki toplantılarda konuşulanları ve ne yapılmalı, sorusunun cevapları aktarılmalı…

Böylece CHP Genel Merkezinin katkısı ve onayı ile seçimlere kadar olan 3 yılı heba etmeden, vesayet ile değil gerçek iradeyle kente hizmet sürdürülmeli…

CHP eğer bir kez daha belediye seçimini kazanmak istiyorsa tıkanan yolunu açmalıdır.

Bunu yapamazsa bu kez kendine yeni bir yol açmalıdır…

Tabii Özgür Özel’de İBB ve İmamoğlu ile meşgul olan kafasını bir ara kaldırıp Antalya’ya bakarsa iyi olur…