Antalya başta olmak üzere büyükşehirlerde yaşanan fahiş kira artışlarına tepki gösteren Antalya Kiracılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KİRA-DER) Başkanı Cengiz Kul, mevcut durumun ekonomik bir krizden çok, bir yaşam krizine dönüştüğünü belirtti. Başkan Kul, özellikle turizm cenneti Antalya'daki fiyatların geldiği noktanın akıl alır gibi olmadığını vurgulayarak, yetkililere acil ve kalıcı çözüm çağrısı yaptı. Başkan Kul, açıklamasında Antalya'yı bir laboratuvar olarak işaret ederek, "Antalya'da insanlarımız denizi görmeden yaşıyor, fakat ev sahipleri denize sıfır bir ülkedeymiş gibi kiraları artırıyor. Ortalama bir memur maaşı, asgari ücretin çok üstündeki bir gelir bile artık ortalamanın altındaki bir kirayı karşılamaya yetmiyor. Aileler, yıllardır oturdukları mahalleleri, çocuklarının okullarını terk etmek zorunda kalıyor. Biz kiracı olarak barınma hakkımızı kullanmak için hayatımızı kiraya veriyoruz, adeta maaşlarımız kiraya çalışıyor" dedi.
‘Açıklanan oranları takan yok’
Devletin belirlediği kira artış oranlarına da değinen Kul, bu düzenlemenin piyasada karşılık bulmadığını öne sürdü: "Yüzde 25 sınırlaması, iyi niyetli bir adımdı, ancak ne yazık ki kâğıt üzerinde kaldı. Şuan enflasyona göre belirlenen oranları da kimse takmıyor. Ev sahipleri ya kiracıyı ‘evden çıkarırım’ tehdidiyle sınırlamanın çok üzerinde zam yapmaya zorluyor ya da hukuki boşlukları kullanarak kiracıyı tahliye ediyor. Her gün yüzlerce kiracı, 'ya fahiş zammı kabul et ya da eşyaları topla' baskısıyla karşı karşıya kalıyor" diye konuştu.
‘Arz artışı ve denetim şart’
Başkan Cengiz Kul, krizin temel sebebinin konut arzındaki yetersizlik ve yabancıya satış olduğunu belirterek acil çözüm önerilerini şöyle sıraladı; “Boş tutulan yüz binlerce konutun ekonomiye kazandırılması için caydırıcı vergi ve kiralama teşvikleri getirilmelidir. Dar ve orta gelirliler için sadece mülk edindirme değil, Avrupa'daki örnekler gibi uygun fiyatlı kiralık sosyal konut arzı hızla artırılmalıdır. Açıklanan kira artış oranlarına uymayan ve baskı uygulayan ev sahipleri ile emlakçılara yönelik denetimler artırılmalı ve cezalar caydırıcı olmalıdır. Barınma lüks değil, temel bir insan hakkıdır. Hükümetimizden beklentimiz, piyasaların insafına bırakılan kiracıları koruyacak, kalıcı ve cesur adımlar atmasıdır."