Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Büro-Sen Antalya Şube Başkanı Yılmaz Danabaşoğulları, 2024 yılı değerlendirme ve 2025 yılı bütçesine ilişkin beklentilerini anlatarak, memur ve emeklilerin durumunu hatırlattı ve beklentilerini dile getirdi. “Bütçenin oluşturulmasında hayallere ve hedeflere göre değil, gerçeklere dayalı bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir” diyen Danabaşoğulları, “Bu bağlamda, TÜİK tarafından açıklanan Kasım ayı enflasyon rakamları da oldukça dikkat çekicidir. Mal ve hizmet fiyatları geçtiğimiz ay ortalama yüzde 0,24 oranında yükselmiş, Kasım ayında yıllık TÜFE yüzde 47,09 olmuş, Haziran’dan bu yana ise enflasyon resmi olarak yüzde 14,56 artmıştır. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda, Temmuz ayında yapılan yüzde 10’luk maaş artışının enflasyona yenik düştüğünü ve maaşların reel olarak yüzde 4,56 oranında eridiğini ifade etmek isterim. Bu oranlar, maaşların sadece enflasyon karşısında değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın zorunlu harcamalarındaki artışla birlikte alım gücünün çok daha düşük bir seviyeye gerilediğini göstermektedir. Bu koşullar, kamu çalışanları ve emekliler için büyük bir ekonomik açmaza yol açmaktadır. Bu durumun bir an önce önününe geçilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, memurlar ve emekliler, devletin hedeflediği enflasyon oranının bile altında bir maaş zammı alacaklardır. 2023’te gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda memur ve emekli maaşlarına 2025 yılı için yüzde 6+5’lik bir artış öngörülmüştü. Ancak bu artış, çalışanlar ve emekliler adına umut verici bir geleceği işaret etmemektedir. Aralık ayı itibariyle 2024 yılı sona erecektir. Aralık ayında gerçekleşecek enflasyonla birlikte memur ve emekli maaşları biraz daha eriyecek ve kamu çalışanları 2024 yılını da zararla kapatmış olacaktır. Bir tarafta gitgide zorlaşan geçim şartları, diğer tarafta eriyen maaşlar, kamu çalışanlarını ve emeklileri ekonomik bir açmaza sürüklemektedir. Bu durumun mutlak surette önününe geçilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
‘Revizyon şart’
Tedbir alınmazsa tarihinde ilk defa memur ve emeklilerin devletin hedeflediği enflasyonun bile altında maaş zammı alacağını ifade eden Danabaşoğulları, “2025 yılında kamu, kendi alacaklarına yüzde 43,93 zam yapmayı kararlaştırmıştır. Merkez Bankası’nın 2025 yılına ilişkin TÜFE beklentisi ise yüzde 21 dolaylarındadır. Bütçe hazırlık sürecine temel teşik eden Orta Vadeli Program (OVP)’da ise 2025 yılında TÜFE’nin en iyi ihtimalle yüzde 17,5; ekonomik büyümeyi ise yüzde 4 olacağı tahmin edilmiştir. Buna karşın enflasyon farkı hariç tutulduğunda, 2025 yılında memur maaşlarına yüzde 6+5; kümülatif yüzde 11,3 zam yapılması söz konusudur. 2025 yılı için kamu alacaklarına yüzde 43,93 oranında zam yapılması, Merkez Bankası’nın enflasyon beklentisinin yüzde 21 civarında olması, Orta Vadeli Program (OVP)’da enflasyon oranının yüzde 17,5 olarak tahmin edilmesi ve bu süreçte ekonominin de yüzde 4 büyüyeceğinin öngörülmesi dikkate alındığında, memur maaşlarına yapılacak yüzde 6+5 oranındaki zam, adaletli ve hakkaniyetli bir yaklaşımı yansıtmamaktadır. Bu yaklaşım, 2025’te kamu çalışanları ile emeklilerin alım gücünün düşeceğinin resmi olarak ilanı demektir. Bütçede kamu çalışanları ve emekliler adına bir revizyon yapılmazsa, önümüzdeki yıl gelir dağılımında dengenin daha da bozulması, zenginin geliri artarken yoksulun reel kazancının düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Nimette de külfette de adaletin esas alınması gerekirken, külfeti kamu çalışanlarına yükleyip nimetten hak ettiğini vermemek kabul edilemez. Bütün bu gerçekler ışığında, kamu çalışanlarının maaşları enflasyon karşısında sürekli erirken, milyonlarca memur ve emekliye adil bir çözüm sunulmalıdır” diye anlattı.
‘Ek zam ve refah payı mutlaka verilmelidir’
“TBMM’de yapılacak bütçe görüşmelerinin, yalnızca planlanan rakamlar üzerinden değil, aynı zamanda gerçekleşen rakamlar üzerinden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Danabaşoğulları, “Bu çerçevede, memur ve emeklilere en azından kamu alacaklarına uygulanan yüzde 43,93 oranına eşit bir zam oranı belirlenmelidir. Bu şekilde adalet sağlanmış olacaktır. Ayrıca, ekonomik zorluklar içinde çalışanlarımızın yaşam standartlarının korunabilmesi adına atılması gereken birkaç önemli adım daha vardır: Kamu çalışanlarına, geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi için ek zam yapılmalıdır. Kamu çalışanları ve emeklilerin alım gücünün yükseltilmesi için refah payı verilmelidir. TBMM’den beklentimiz, maaşları enflasyon karşısında sürekli eriyen kamu çalışanları için adaletin tecelli etmesi ve memur ve emeklilerimizin bütçelerinde oluşacak yükün hafifletilmesi yönününde karar almasıdır. TÜİK’in açıkladığı enflasyon memur maaşlarına artışı geçerse memurlara enflasyon farkı ödemesi yapılmaktadır. Son yıllarda sürekli memur maaşları enflasyonun altında kaldığı için enflasyon farkı ile aradaki makas kapatılmaktadır. Enflasyon farkı bir zam değildir. Enflasyon farkı memurlara ve emeklilere sıfır zam verildiğinin tescilidir. Geçtiğimiz günlerde Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 2,1 büyüdüğü açıklanıştır. Türkiye ekonomisi son 17 çeyrektir aralıksız büyümektedir ama memurun ekonomisi sürekli küçülmekte, enflasyon farkı ödemesi, maaş zammı gibi yansıtılarak kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulmaktadır. Biz bu doğrultuda Türkiye Kamu-Sen olarak, kamu çalışanlarının yaşam standartlarının korunması ve iyileştirilmesi için memur ve emeklilere bütçeden hak ettikleri payın verilmesini istiyoruz” dedi.
‘Hızla eridik’
Tüm toplumun yüksek enflasyondan etkilendiğini hatırlatan Danabaşoğulları, “Yüksek enflasyon ortamında kamu çalışanlarının maaşlarının hızla erimesi, yalnızca memurlarımızı değil, dolaylı olarak tüm toplumu olumsuz etkileyen bir durumdur. Biz, memurlarımızın hakkını savunmaya ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda, hükümetin taleplerimize olumlu yanıt vermesini ve kamu çalışanlarının yaşam standartlarının korunmasını bekliyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda yalnızca memurlarımızın alamadığı bayram ikramiyesinin ödenmesi için yıllardır dile getirdiğimiz talebimizi bir kere daha yineliyoruz. Memurlar da devletin görevlisi olarak bu ödemeyi herkes kadar hak etmektedir. Memurlarımıza bayram ikramiyesi ödenmesi, son derce insani ve eşitlik ilkesinin gerektirdiği haklı bir taleptir. Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlarımız, artık daha fazla ihmal edilmemeli, yok sayılmamalıdır. Hükümet 25 milyon memur ve memur ailesinin beklentilerini sevince dönüştürmelidir. Çalışanlarımızın alım gücünü ancak ücret ve vergi politikaları yoluyla yükseltmek mümkündür. Son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak, vergi yükü de çalışanlarımızın omuzlarına yüklenmiştir. Bu durum, gelir vergisi dilimlerinin memur maaşlarına yapılan artışlardan daha düşük artması nedeniyle giderek daha da ağırlaşmaktadır” şeklinde konuştu.
ESRA ALTUNKES