Antalya’da spor salonu denilince Atatürk’ün evinin yanında bulunan ve yıkım sürecinde olan Atatürk Spor Salonu akla gelir. Antalya’da salon sporu yapan birçok sporcunun önemli anılar biriktirdiği mekanlardan biridir. Kent merkezinin cazibe noktalarından biri haline gelen bu salonda, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Menderes Türel’in katkılarıyla ve Antalya basketboluna olağanüstü emekler veren geçtiğimiz aylarda yitirdiğimiz duayen Doğan Hakyemez danışmanlığında iç mekanda 10 yıl kadar önce çok önemli tasarımlar yapılmış ve günümüze kadar ulaşmıştı. Söz konusu yatırımlardan birçoğuna Antalya’da ilk kez tanık olunmuştu. O gün ki, düzenlenmelerden bazıları; salon içi iklimlendirme, parkelerin özel ahşaptan yenilenmesi, koltukların daha estetik hale dönüştürülmesi, tuvaletlerin insanların kullanımına uygun hale getirilmesi gibi birçok yenilik yapılmıştı. Nedense o gün kimse bu yenilikleri yeterince gündeme dahi getirmedi. O gün bu yenilikleri Atatürk Spor Salonu’na yapanlar, bugün yıkılmasında mı kötü oldu anlamak mümkün değil.

            Gelişen ve büyüyen nüfusa karşılık, insan ihtiyaçlarına yönelik bir takım köklü kararlar alınmasını elzem hale getiriyor. Nitekim Antalya’da kentin ileri gelenleri başta Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Menderes Türel öncülüğünde kent estetiğine yönelik mevcut spor salonunu da dahil eden büyük bir proje geliştirildi. Bu nedenle geçtiğimiz aylarda spor salonu boşaltılarak, bugünlerde yıkım süreci devam etmektedir. Söz konusu Atatürk Spor Salonu’nun yıkılma sürecine yönelik sosyal medyada duygusal bir paylaşım üzerine gelen yorumlar hayret vericiydi. Her bir sporseverin mutlaka güzel anılar biriktirdiğini ben de çok iyi anlıyorum. Sekiz yaşından itibaren girdiğim salonda gerek parkelerin tozunu yutarak gerekse de tribünde maç izleyerek içimizde ukde olarak yıkılma kararı beni de derinden etkilemişti. Ben size spor salonundaki geçmişimi şöyle aktarayım; eski parkelerin her noktasına paspas çeken görevli Ünal Abi’den tutun minik sporcuların maçta uf olmasına anında müdahale eden sağlıkçı Yunus Abi’ye kadar o salonun gerçek emekçilerine tanık oldum. Hatta soyunma odasına sığmakta zorlanan sporcuların, kokudan dolayı maçtan sonra nefes almadan giyinip bir an önce çıkmaları bilinir. Keza o kadar sporcu birkaç tane duş kabininde yıkanacak diye kimse beklemesin. Nitekim, ortada ne kadar yenileme çalışması yapılırsa yapılsın, köhne ve zamanın gerisinde kalan bir spor salonu olduğu gerçeği vardı.  Spor salonunun şartları o kadar zordu ki günümüzde sporcuların istekleri düşünülürse anlatmaya satırlar yetmez.

          Geçtiğimiz yıllarda salonun betonarme ömrünün tamamlanmasıyla bu yıkımın bir önce gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, Antalya yepyeni 10.000 kişilik spor salonunda çok amaçlı imkanlara kavuşmuştu. Eskiden amatör branşların salon maçları okul takımı bazında Fatih Spor Salonu, kulüp bazında ise Atatürk Spor Salonu’ndan oynandığına göre, şimdiki salonlar sporcular için önemli fırsatları beraberinde getiriyor. Antalya’da yılın çoğunluğu nem oranı yüksek olduğundan yıkım süreci devam eden salonda maçların oynanması oldukça güç oluyordu. Yıkılıp, yenisi aynı arazide yeniden yapılması düşünülse bile arazi yetersiz kalacaktı. Böylece bütün kapılar Atatürk Spor Salonu’na veda etmek anlamına çıkıyordu. Dolayısıyla keyfi bir yıkımdan ziyade kent estetiği ekseninde önem arz eden marka kent kimliği dikkate alındığında çağın ötesine aşan bir Antalya tasarlanıyor. Antalya’nın spor faaliyetlerini gerçekleştireceği kompleksler Sakıp Sabancı Bulvarı üzerinde inşa edilen Antalya Arena ve henüz ismi bulunmayan 10.000 kişilik spor salonu ile sporseverlere zaten birkaç yıldır hizmet veriyor. Bu yeni spor alanlarına erişim ise, insanların her noktadan rahatlıkla ulaşım sağlayabileceği konumda yer almaktadır. Kısaca spor salonları kentin ulaşım yönünden odak noktada olması oldukça önemlidir. Eski yerine kıyasla yeni kompleksin ulaşımı ve araç park imkanları bakımından birçok ziyaretçiye kolaylık sağlamıştır. Sporcuların yeni spor salonunda gelişimine yönelik taleplerine cevap verebilecek birçok imkan bulunmaktadır. Her şey Antalya’nın sportif kent kimliğini Avrupa ve Dünya standartlarının üzerine çıkarabilmek için tasarlanıyor.

          Söz konusu spor salonun yıkım sürecine ilişkin yapılan yorumlar dikkate alındığında malum “sözde” değer sığınmacıları tarafından yine yanlış bir algı yönetimi yapılıyor. Amacı, araçsallaştıran toplumların bir adım öteye gidemediği gibi köstek olma süreci devam etmektedir. İçindeki bulundukları mankurt düşünce yapısında hiçbir zaman yeniliğe ve muasır medeniyet seviyesi yönünde atılım yapamayanlar, hasetlerinden ağlamaya tutuşmuşlar ki ahlayıp, vahlıyorlar. Sorsan kendilerine hepsi kendi çapında aydın geçinir ama yıkılan salonun yerine yapılacak açık hava müzesinde hatıralar yaşatılması gibi bir tane buna benzer öneri getirip, değer üreten kimse ortada yok. Çamur attıkları yıkım zihniyetinde kendileri başrol oynuyorlar farkında bile değiller. Bugüne kadar geçmiş belediyeler dahil şu anda Menderes Türel gibi çalışkan, spora maddi imkanları seferber ederek manevi katkı sağlayan bir belediye başkanı bulsunlar söz veriyorum, onu da bu köşeye taşıyacağım. Ama Antalyalı gerçekten hizmetin kimden geleceğini bildiği için tercihini iktidardan yana kullanıyor ve karşılığında görüş ayırt etmeden kentte herkesin yararlanabileceği kazanımlar olarak geri dönüyor.

Sonuç olarak, evet birçok kimsenin önemli anılarının bulunduğu spor salonu yıkıldı ama kentimizin marka değerini artıran yeni çok amaçlı salon zaten daha güzel bir konuma yapılmıştı. Şimdi yeni hatıraları çocuklarımızın geleceği adına her türlü imkan sunulan 10.000 kişilik güzide salonda biriktirme vaktidir.

          Sporla kalın.