Bugünlerde her hangi bir gün kendinize, mahallenize, kentinize ayıracak bir saatlik vaktiniz vardır sanırım..
Gelin, şu kentinizi gözlemleyin..
Mahallenizi..
Semtinizi..
Cadde ve sokakları..
Refüjleri ve parkları..
Neler oluyor, bir bakın..
Kazma vurulmadık kaldırım, oyulmadık sokak, küreklik hale gelmedik cadde, bozulmadık refüj, 15 gün sonra sökülüp yeniden dikilmek üzere bellenmedik park toprağı kalmış mı, bir bakın..

“Bir yer kazılıyorsa, oraya hizmet geliyor demektir” biliyorum..
Hizmete bir lafımız yok..
Ama..
Neredeyse yeni yapılmış yerlerin –tekrar tekrar- kazılması olacak şey değil..
Bugüne kadar Antalya’da “boşa harcanan” paralarla çok daha mükemmel “3 Antalya” daha kurulurdu..
Ne yazık ki..
İşini ciddiye almayan ve rant peşinde koşan yöneticiler yüzünden bu milletin paraları sürekli olarak çar-çur ediliyor..
Şu hale bakın..
Antalya’mızın yol ve kaldırımları sürekli kazılıyor..
Hele o kadar masraf edip renkli taşlarlarla özenle yapılmış kaldırımların, 1-2 yıl bile geçmeden talan edilmesinden inanın içim yanıyor..
“Kim kazıyor, niye kazıyor, yapılanı kim niye yıkıyor” soran yok, sorgulayan yok..

Antalya’ya geldiğim yıllarda..
Zamanın Büyükşehir Başkanı Hasan Subaşı’ya bu “koordinasyonsuz kaz-kapat”lar yüzünden çok sert eleştiriler yapmıştım..
Ve bu “kaz-kapat”ların engellenmesi için en azından ana arterlere bir “Galeri Sistemi” yapılmasını önermiştim..
O yapmadı..
Ve sadece kanalizasyonlar için her cadde, her sokak en az 3-4 kez kazıldı ve kapatıldı..
Her seferinde de asfalta, iş makinelerine, yakıta, işçilere, müteahhitlere, taşa, toprağa trilyonlarca lira verildi..
Bu boşa harcamalar daha sonra da devam etti..
Hala aynen devam ediyor..
Yazık değil mi, günah değil mi?

Oysa..
Büyükşehir’lerde yasayla kurulmuş ve yetki verilmiş bir AYKOME (Altyapı Koordinasyon Merkezi) var..
Bu Kurul’un görevi
“Büyükşehir Belediye sınırları dahilinde inşa edilecek olan ve planlanan kanalizasyon, içme suyu, elektrik, gaz, telefon, enerji besleme, merkezi ısıtma vb. altyapı tesislerinin planlama, proje ve uygulama aşamalarında zaman ve mekan şartları ile uygulanabilirliğini incelemek, uygulamayı programlamak, uygulattırmak ve denetlemek..”
Bu kadar “açık ve net” belirtilmiş olmasına rağmen..
AYKOME’nin gereğini niye yapmadığını anlamak mümkün değil..
Böylesine büyük çaptaki milli servetin heba olmasına sebep olunması devlete hıyanet değil de nedir, söyler misiniz?
Sanırım..
Müfettişlerimiz, denetlemelerde üç kuruşluk damga pulu kesintisinin peşinde koşarken, bu konuları soruşturmaya zaman ve zemin bulamıyor herhalde..
Yapılan bütün uyarılara ve ikazlara rağmen..
Bu konuda hiçbir olumlu yaklaşım olmaması gerçekten çok acı..

Bir gün bunun hesabını..
Ya yasalar soracak..
Ya vicdanınız..
Ya da çocuklarınız ve torunlarınız..
Kolay gelsin..