Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, “Antalya dünyanın en iyi yaşanabilir kenti olsun” diye kendini yırttığını en iyi bilenlerden biriyim..

Ama..

Kentte “kamu hizmeti” adına çalışan otobüs ve minibüs sürücüleri yüzünden, sanırım en çok eleştiriyi alan da o..

Buna bir açıklık getireceğim..

BU YAZIYI KİMLER OKUMALI?

Yazacaklarımı;

1- Antalya halkının..

2- Otobüsçüler Odası yetkililerinin..

3- Şoförler Odası Başkanı’nın..

4- UKOME’de kent içi ulaşımı düzenleyenlerin..

5- Ulaşım A.Ş. yetkililerinin..

6- Ve Menderes Türel’in..

Dikkate alacağını umuyorum..

YUNUS ÇOK İYİ ANLATMIŞ

Dün arkadaşımız Yunus Erdoğan, “toplu ulaşım hizmetinde çalışan” sürücülerin (hepsi değil tabii) yürekler acısı halini, tavırlarını ve iflah olmaz tutumlarını gayet güzel anlatmış..

Bir iki noktasını hatırlatmak isterim..

“07 KM 900 plakalı kırmızı otobüs, akşam 20.30 civarında inen veya binen olmamasına rağmen durakta bekliyordu..

Üstelik durağın giriş kısmındaydı..

Haliyle arkadan gelen birkaç otobüs ve minibüs de arkasına sıralanmıştı..

Böyle olunca da arka tarafta trafik adeta tıkanmış durumdaydı..

Arkadan sürekli kornaya basıp otobüsün gitmesi istendiği halde, şoför koltuğuna yayılmış, aynadan göz ucu arka tarafa arada bir bakıyor, ama yerinden inatla kıpırdamıyordu..

Dakikalarca sürdü bu durum..

Arkadaki minibüslerden biri güçlükle yola çıkıp otobüsün yanından geçerken şoföre ‘Niye bekliyorsun’ der gibi bir hareket yaptı..

Otobüs şoförü ise buna çok daha sert ve hakaretvari bir hareketle karşılık verdi. Allahtan minibüsçü gazlayıp gitti de bir kavga çıkmadı..”

Yani..

Durağın işlemez hale gelmesi, bu arada diğer arkadaşlarının sıkıntı çekmesi, trafikte tehlike yaratması, vatandaşa verdiği eziyet, bu sürücünün umurunda bile değil..

Trafikte bir dakikada meydana gelen tıkanmayı gözünüzde canlandırırsanız, bu umursamazlığın vehametini daha iyi anlarsınız..

Bunların sayısı hiç de az değil..

“EĞİTİM” DE “CEZA” DA BOŞ

Yunus Erdoğan yazısında bu tür birkaç örnek daha vermiş..

Bunları tek tek yazmayacağım..

Sadece şunun bilinmesini istiyorum;

1- Yolcuya hakaret eden, tavırlarıyla araçtan indirmeye çalışan, istikamet soranlara cevap bile vermeyen çok sayıda toplu taşıma aracı sürücüsü var..

2- Normal seyrinde gitmeyen (yani ya hızlı ya da yavaş giden), araç içinde ayakta kalan yaşlı, hasta insanları düşünmeyen çok sayıda toplu taşıma aracı sürücüsü var..

3- Araca binip kartını okutan vatandaşı eğer “indirimli kart” kullanmışsa dudak bükerek küçümseyen, bir şey sorduğunda ise kafasını çeviren çok sayıda toplu taşıma aracı sürücüsü var..

Bunlar neyi gösteriyor biliyor musunuz?

1- Ne kadar eğitim verirseniz verin..

2- Ne kadar ceza verirseniz verin..

“Kötü niyete ve adam olmaya niyetli olmayanlara” karşı yapabileceğiniz pek fazla bir şey yok..

Daha doğrusu..

Bu tür kişilere yapılabilecek bir tek şey var:

“O sürücüleri kamu hizmetinden uzak tutmak..”

TÜREL’İN YAPMASI GEREKEN

Büyükşehir Başkanı Türel’e diyorum ki..

Büyükşehir adına toplu taşıma hizmeti veren özel şirket, kooperatif ve belediye şirketine ait araçlarda sürücü olarak çalışan ve vatandaşa (hatta birbirlerine) karşı rahatsızlık veren, trafiği tehlikeye atan-sıkışıklık yaratan kişileri lütfen “vatandaşın arasına sokmayın”..

İnsanlarla direk teması olmayan görevlerde çalıştırın..

Yoksa?

Bu sürücülerin yarattığı her olumsuzluğun faturası, Büyükşehir Belediyesi’ne (dolayısıyla size) çıkıyor..

Eğer, Antalya’yı “en iyi yaşanabilir kentler” arasına sokmak istiyorsanız, (bence) önce bu kişileri yaşamın içinden çekin..

Benden söylemesi..