Adli Bilişim Uzmanı ve Bağımlı Danışmanı İsa Altun uzun zamandır çocuk hükümlü ve tutuklularla ilgili araştırma ve gözlem yapıyor. Konuya ilişkin gözlemlerini paylaşan Altun, “Madde bağımlılığı bir çok suça kapı aralıyor. Örneğin uyuşturucu krizine giren bir çocuk ya da genç madde bulmak için çeşitli suç ve suç unsurlarına karışıyor” dedi.
Dışlanmak, süreci hızlandırıyor
“Ev, iş yeri ve otomobil hırsızlığı faillerine baktığımız vakit; çoğu madde bulabilmek için hırsızlık yapıyor” diyen Altun, “Diğer yandan madde bağımlısı gençler toplum tarafından dışlandıkları hissine kapıldıkları andan itibaren suçlara daha rahat sürüklenebiliyorlar” diye konuştu. Altun, istatistiki verileri ortaya koyarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İstatistikler ürkütücü
Altun şöyle konuştu: Suça sürüklenen çocuklarla ilgili istatistiki verilere göre geçtiğimiz yıl içerisinde 17 yaş altında 107 bin 984 çocuk 25 farklı suç olayına karıştı. Öldürme, yaralama, cinsel taciz olaylarının da bulunduğu veride en yüksek oran 15-17 yaş grubunda oluştu. 15-17 yaş grubu arasında 75 bin 828, 12-14 yaş grubu arasında 23 bin 842, 11 yaş altı gurubunda ise 6 bin 954 çocuğun suça karıştığı belirlendi. TÜİK verilerinde dikkat çeken en çarpıcı durumun ise, 11 yaş altındaki 3’ü kız 16 çocuğun öldürme, 13’ü kız 325 çocuğun ise cinsel suçlara karışması oldu. Çocuk ıslah evinde görüştüğüm çocuklar, suça karışma konusunda en çok çevre olgusuna vurgu yapıyorlar.
Ailesiyle yaşayanlar da riskli grupta
Örneğin madde bağımlısı çocukların anlatımına göre ilk maddeyle tanışmalarına arkadaş ortamı sebep olmuş. Arkadaş ortamı ile birlikte çevrenin de etkili olduğunun altını çizen çocuklar, ailenin de çok önemli olduğunu belirtiyorlar. Aile içinde bulamadığı ilgiyi, sevgiyi ve şefkati arkadaş çevresinde arayan çocuklar sırf arkadaş ortamında dışlanmamak için başta sigara ve diğer maddelere bulaştıklarını beyan ediyorlar. Toplumda parçalanmış aile olgusunun aksine madde bağımlısı çocuklar daha çok ailesiyle birlikte yaşayan çocuklardan oluşuyor.
Coğrafya kaderdir
Suça sürüklenmiş çocukların çoğu ailesi de tutuklu olan çocuklar. Yani suçun yoğun işlendiği bölgede hayatını devam ettiren çocuklar, suça çok rahatça bulaşabiliyorlar. Tutuklu ya da hükümlü çocukların çoğu okula gitmeyen ya da gidemeyen çocuklar. Çoğu çocuk küçük yaşlarda yaşadıkları travmaların etkisi ile birlikte suça karışıyor. Öfke ve stresini yönetemeyen çocuklar da madde bağımlısı oluyorlar. Çünkü sorunlarını, maddeyle giderebileceklerini düşünüyorlar. Özellikle 12 yaş altı çocuklar arkadaşlarıyla çevrelerine maddi ve manevi açıdan zarar verirken bunun hukuksal sonucunu düşünemiyorlar.
Genetik miras, ihmal, istismar
Suça sürüklenen çocukların çoğunda dürtü bozukluğu, hiperaktivite gibi genetik mirasın da etkili olduğunu belirtebiliriz. Bundan başka ihmal de istismara neden olabiliyor. İhmal edilmiş çocuklar cinsel istismar mağduru olabiliyor. Ailelerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bağımlı bir çocukla konuştuğumda bana şu itiraflarda bulundu:
Sokakların çatısı yok çünkü…
‘Ailem ev içinde sürekli beni aşağılıyordu. İtip kakıyordu. Bu yüzden erken yaşta ev ortamında uzaklaştım. Çevremdeki arkadaşlarım beni yargılamıyordu. Hatta bana sahip çıkıyorlardı. Çünkü onların bir dediğini iki etmiyordum. Onlara asla hayır diyemiyordum. Çünkü arkadaş ortamında ayak uydurmasam beni dışlayacaklarını biliyordum. Aileler çocuklarını her dönemde koşulsuz sevmeli, sahip çıkmalıdır. Ailenin sahip çıkmadığı çocuğa çeteler sahip çıkıyor. Bunu hapiste öğrendim. Sokakların çatısı yok çünkü. Çatı olmayan yerde üzerinize yağmur da yağar, kar da yağar. Çünkü çatı olmayan yerler soğuktur. Hasta olursunuz. Yuva denen şeyin çatısı çok güçlüdür. Çünkü yuva sıcaktır. Sevgi doludur.’
Şükrü AĞIRMAN
Kaynak: Haber Merkezi