Eğer bir haber, (yerel dahi olsa) bir gazetede “manşet haber” oluyorsa, kesinlikle “önemli bir olayı anlatıyor/kamuoyuna sunuyor” demektir..
Bunu ister özel ister resmi, bütün kurumların ilgili/etkili ve yetkili kişileri bilmeli ve anlamalıdır..
…
BU SESSİZLİK İYİ DEĞİL
Bunu niye mi yazdım?
Efendim, “okullarda öğrencilerden ve velilerden toplanan gayr-i resmi paralar”la ilgili Şükrü Ağırman’ın haberlerini iki kez “manşet haber” yaptık..
Ne Milli Eğitim Müdürlüğü ne de bağlı olduğu Valilik, konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmadı..
Dün de gazetemiz yazarlarından Yunus Erdoğan, bu haberleri kaynak göstererek bir köşe yazısı ile konuyu yeniden gündeme getirdi..
Yine hiçbir açıklama yapılmadı..
3 Ekim Pazartesi günü Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan’ı aradım..
Özel Kalem Müdiresi, “hangi konuyla ilgili aradığımı” sordu, söyledim..
“Müdürüme iletip size hemen dönüş yapacağız” dedi..
Bugün dördüncü gün..
Özel Kalem Müdiresi de, Milli Eğitim Müdürü de hala arayacaklar..
…
İKİ NEDENİ OLABİLİR
Bu durumda iki şey geliyor aklıma..
1- Bizi kaale almıyorlardır..
Gazetemizi de yazarları da, “değersiz, küçük bir taşralı” şeklinde yorumlayıp, “cevap vermeye değmez” diyerek, yazılanlara da aramalara da cevap vermemiş olabilirler..
Bu durumda, herkesi “dikkatli olmaya” davet ederim..
“Yerel” gazetelerin neler yaptığını, neler başardığını bence herkes çok iyi bilir..
Bu nedenle, bir yerel gazeteyi ve yazarlarını “kale almamaları”nın söz konusu olduğunu hiç sanmıyorum..
2- “Sükut ikrardan gelir”miş..
Yani, yazdıklarımızın hepsi doğrudur ve buna verecekleri bir cevap, söyleyecekleri bir söz yoktur, bu nedenle cevap veremiyor olabilirler..
…
Şimdi bu konuya biraz daha açıklık getirip, sayın müdürümüze ve valimize bir soru yönelteceğim..
…
AĞIRMAN VE ERDOĞAN NE DEDİ?
Şükrü Ağırman haberinde özetle, “Hani eğitim parasızdı? Yasağa rağmen okullarda öğrenci velilerinden A4 kağıdı, pul parası, özel güvenlik maaşı, temizlik, katkı payı bedeli, test kitabı ya da yardımcı ders kitabı parası toplanıyor” demiş..
Ve bu konuyu hem öğrencilerle, hem de velilerle konuşarak doğrulatmış..
Zaten haber de, “velilerden gelen ihbarlar” üzerine araştırılarak yapılmıştı..
Aynı konu iki kez haber yapıldı, ikisine de yetkililerden bir cevap gelmedi..
Yani, velilerin şikayetleri ve ihbarları “cevapsız” kaldı..
…
Yunus Erdoğan da, aşağı yukarı aynı şeyleri bir kez daha dile getirdi..
"Güya ülkemizde eğitim parasız..
Ama, okullarımızda değişik isim ve konularda maalesef para toplanıyor..
Daha önce de birkaç kez bunu gündeme getirdik..
Gerçi getiriyoruz da ne oluyor, boş teneke misali biz çalıp biz dinliyoruz..
Her eğitim-öğretim yılı öncesi Milli Eğitim Bakanı demeç verir, “bağış alanı yakarım” der, eser, gürler..
Keza Milli Eğitim Müdürleri de benzer açıklamalar yapar..
Ancak, bu uyarıları hiç işe yaramaz..
Okul yöneticileri her dönem kulaklarını tıkar ve bildiklerini yapmaya devam eder..”
Bunu da bir cevap gelmedi, yine velilerin şikayetleri ve ihbarları “cevapsız” kaldı..
…
PARASIZ EĞİTİME BAKIN
Antalya Valisi Münir Karaloğlu ile Antalya Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan’a diyorum ki..
Hepimiz bir “kamu görevi” yapıyoruz..
“Kamu görevi yapmak” demek;
1- “Yasalar çerçevesinde hak ve adalet dağıtarak, bilgilendirerek ülke halkına hizmet etmek” demektir..
2- “Yasalara aykırı ve insanların vicdanını rahatsız eden bir şey varsa, bunu gidermek” demektir..
Evet, ülkemizde “eğitim parasızdır”..
Buna rağmen..
Bazı öğretmenler Antalya’da öğrencilere fahiş fiyata belirli bir yayınevinden test kitabı ve yardımcı ders kitabı satın aldırıyor..
Bazı öğretmenlerse bu kitapları sınıfa getirip satıyor..
Bununla da kalmıyor..
Öğrencileri, “bu satın aldığınız kitapları okula getirmeyin, evde ödev yapacaksınız, müfettiş gelirse, ‘kitap almadık’ diyeceksiniz” diye tembihliyor..
…
PARA VAR MAKBUZ YOK
Ötesi var..
Güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi gibi hizmetlilerin parası da velilerden talep ediliyor..
Sebep?
“Çünkü devlet bunun parasını karşılamıyor, sadece elektrik ve su parası bedelini ödüyor”muş..
Öğrencilere ve velilere bizzat sordum; “öğrenci ya da velilerden toplanan paralar için makbuz ya da benzeri bir belge de verilmiyor”muş..
Ve bu tür iddialar her eğitim döneminde oluyor maalesef..
…
Sayın Vali’m ve Müdürü’m;
Bu duruma müdahale edecek misiniz?
Kamuoyunu rahatlatacak bir açıklama yapacak mısınız?
Cevabınızı bekliyorum..