Psikoloji ve halk sağlığı alanında yapılan çalışmalara göre, doğa ile iç içe vakit geçirmek stres hormonlarını azaltıyor, ruh halini dengeliyor ve motivasyonu yükseltiyor. Uzmanlar, yeşil alan eksikliğinin uzun vadede yorgunluk, huzursuzluk, dikkat dağınıklığı ve uyku sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor. Doğal ortamlarda yürüyüş yapmak, kısa süreli park ziyaretleri veya bitkilerle ilgilenmek bile beyinde mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlıyor. Ancak betonlaşmanın yoğun olduğu bölgelerde yaşayan pek çok kişi, haftalarca doğayla temas kurmadan yaşamını sürdürüyor.
En az 9 metrekare
Verilere göre, Türkiye’de kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı ortalama 6 metrekare civarında. Dünya Sağlık Örgütü ise sağlıklı bir kent yaşamı için bu miktarın en az 9 metrekare olması gerektiğini bildiriyor. Uzmanlar, şehir planlamalarında yeşil alanların korunmasının bir lüks değil, halk sağlığı gerekliliği olduğunu vurguluyor. Yeşil alanların azalmasıyla birlikte, özellikle genç ve çalışan nüfusta ruhsal yorgunluk, stres ve depresyon oranlarının arttığı gözlemleniyor. Yeşil alanlara erişimin kolay olduğu mahallelerde yaşayan bireylerin daha sakin, enerjik ve sosyal oldukları belirtiliyor.
Stresi azaltıyor
Uzmanlara göre, şehirlerde parkların, yürüyüş yollarının ve ağaçlandırılmış bölgelerin artırılması, ruhsal iyilik haline doğrudan katkı sağlıyor. Yeşil alanların sadece estetik bir unsur değil, insan sağlığını destekleyen bir ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Şehir planlamalarında doğaya daha fazla yer ayrılması, hem çevresel hem de psikolojik açıdan daha sağlıklı bir toplum oluşturmanın temel adımlarından biri olarak görülüyor. Küçük bir parkta kısa bir yürüyüş, birkaç dakikalık temiz hava molası bile stresin azalmasına yardımcı olabiliyor. Doğadan uzaklaşan şehirlerin, sadece çevresel değil ruhsal olarak da tükenmiş hale gelmemesi için yeşil alanların korunması büyük önem taşıyor.
