Kaderinizi belirlemeye 2 gününüz kaldı..
Eğer “takım tutar” gibi parti tutmuyorsanız, işiniz biraz zor..
Hangi partinin temsilcisi konuşsa “ağzından bal damlıyor” mübarek..
Size de “bal damlaları”ndan birini yemek düşüyor sadece..
Yani..
Hangisinin “doğru” olduğunu anlayıp, oyunuzu ona göre vermek düşüyor..

Dikkat ederseniz..
Özellikle “muhalefet” partileri, seçimleri -neredeyse- “yolsuzluk” konusuna endeksledi..
Aslında bu..
CHP’nin son yıllardaki “genel politikası”nın bir sonucu..
CHP muhalefetinin iktidar partisini esas olarak yolsuzluk suçlamalarıyla sıkıştırıp, seçmen nezdinde yıpratma stratejisini benimsemesinin bir sonucu..
Deniz Baykal..
Bu tür bir muhalefet biçiminin, CHP’yi sıkıştığı “otoriter-devletçi” kapandan kurtarma imkanı yaratacağını düşünmüş ve uygulamıştı..
Gariptir..
“Yeni” bir strateji beklenen, “yeni CHP”nin genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “aynı yolda” yürüyor..
Diğer parti temsilcileri de “benzer” söylemlerle geldi bugüne kadar..

Bunları söylemesinler mi?
Yolsuzluk varsa, bunu vatandaşa anlatmasınlar mı?
Tabii ki söylesinler ve anlatsınlar..
Ama..
“Yolsuzluk” temasının siyasal tartışmaya neredeyse bütünüyle yönelmesi..
Türkiye’de siyasetin daralmasının yeni bir aşaması haline geldi artık..
Çünkü..
Yolsuzluk iddialarının siyasetin merkezini işgal etmesi..
Diğer siyasal tartışmaların cazibelerini yitirmelerine ve gündemden düşmelerine yol açarak, siyasetin yoksullaşmasını da beraberinde getirdi..

Örneğin Antalya..
Bu kentte ne konuşulmalı?
- Çevre düzeni..
- Ulaşımdaki rahatsızlıklardın giderilmesi..
- Daha yaşanabilir ve ekonomi grafiği yükselen bir şehir..
- Geleceği dönük yatırımlar..
- Seçim öncesi vaadlerin yerine getirilmesi..
- Ve buna benzer konuların politikaları..
Peki..
2.5 yıldır Antalya’da ne konuşuluyor?
Ne tür bir siyaset uygulanıyor?
Hala bir önceki Başkan Menderes Türel’in harcadığı paralar..
Şikayet edildi, dava açıldı, müfettişler inceledi..
Hepsi “boş” çıktı..
Ama, CHP hiç vazgeçmedi..
Şimdi yine “genel seçime” malzeme yapıyor ve “aklanılmış” konularla milletin kafasını karıştırmaya çalışıyor..

Şurada genel seçime 2 gün var..
Bu kentin toplum önderleri..
Bu kentin sivil toplum kuruluşları..
Bu kenti yönetmekle yetkili kişileri ve bu kentten TBMM’ye göndereceği milletvekillerini uyarmak zorundadır..
Öncelik, “kente ve ülkeye hizmet” olması gerekirken..
“Yolsuzluk siyaseti” ile hizmetlerin geciktirilmesinin önüne geçmelidir..
Dünya kadar sorun çözüm beklerken..
“Yolsuzluk siyaseti” ile “kendi kabahatlerini” unutturmaya çalışmak..
Bunu sürekli gündemde tutmak..
Antalya’ya da ülkeye de “ihanet” olur..

Yukarıda dediğim gibi..
Kaderinizi belirlemeye 2 gününüz kaldı..
Eğer “takım tutar” gibi parti tutmuyorsanız, işiniz biraz zor..
“Doğru”yu bulmak size düşüyor artık..