Antalya Yörükler Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, derneğin kuruluşunun 30’uncu yılı kapsamında Zeki Oğuz anısına fotoğraf yarışması düzenledi. Zengin Yörük Türkmen kültürünü tanıtmak, gelecek kuşaklara aktarmak, sahip olunan kültürün öneminin toplumda farkındalığını artırmak ve Yörük Türkmen yaşamına yönelik kadim kültürel mirası görsel olarak saptayarak arşivlemek amacıyla yarışma yapıldı. Abdullah Sevimçok Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezi’nde (ASSİM) gerçekleşen programa Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Durmuş Ali Arslan, İyi Parti Antalya İl Başkanı Ali Adnan Kaya, Muratpaşa Kaymakamı İhsan Kara, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Yörük Türkmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yarışmada ilk elemede toplam 154 fotoğraftan 60 fotoğraf, ikinci elemede 36, üçüncü elemede 26 fotoğraf seçildi ve söz konusu 26 fotoğraf ASSİM’de sergilendi. Finalde üçü mansiyon olmak üzere 6 fotoğraf ödüle layık görüldü. Dernek Başkanı Abdullah Duman Yörük Obası Projesi ile ilgili, “Bizim bir Yörük Obası projemiz var. Bu projeye Büyükşehir Belediye Başkanımız tam destek verdi. Korkuteli Belediye Başkanımız tam destek veriyor. Bu proje vatandaşın boyunu aşar. Yani devletimizin desteği, belediyelerimizin desteği olmadan bunun hakkından gelemeyiz. Antalya’ya böyle bir muazzam eseri meydana getirmek istiyoruz” dedi.
‘Kutlu emanete sahip çıkmalıyız’
Başkan Duman, Yörüklerin Anadolu topraklarında ne kadar önemli olduğuna değinerek şunları kaydetti: “Bildiğiniz gibi Anadolu kadim bir Türk yurdudur. 1071’de Alpaslan Gazi kadim yurdumuza hiç silinmemek üzere Türk İslam mührünü vurdu. Bu toprakların neresine dokunursanız dokunun şüheda fışkırır. Bütün Türk yurtları kutludur ama Türkiye bir başkadır. Onun için kutlu emanete sahip çıkmak hepimizin en asli görevidir. Maalesef kendi yurdumuzda Türkün milli kimliği gibi baskılar kuruluyor. Bazıları uydurulmuş dil üzerinden bazıları da uydurulmuş evrensel değerler üzerinden Türklük kavramını baskılandırmaya çalışıyorlar. Yörükler Derneği’ni kurarken,‘kültür üzerinden bu baskıları nasıl kırarız?’ diyerek yola çıktık. Şükürler olsun ki Türkiye’deki, Antalya’daki Yörüklerden haberdarlar ki Türkiye’nin izinden onlar da yürüyorlar. İnsanlık değerlerini yok etmeye çalışanlar, gittikleri her bölgede Türk milletinin en derin kıl hücrelerini oluşturan Yörük Türkmen değerleriyle karşılaştılar. Yörük Türkmen Derneklerinin çalışmaları ve işlevleri tamamen bu yöndedir. Bir millet topraklarını kaybedebilir. Devletlerini kaybedebilir ama kültürlerini, dillerini kaybederse millet yok olur. Bütün derneklerimiz bunun bilincinde.”
‘Son kale tehdit altındadır’
“Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk kültürü üzerine inşa edilmiştir. Arkadaşlar! Gidip Toros dağlarına bakınız. Eğer oralarda bir Yörük çadırı görürseniz ve eğer orada bir duman tütüyor ise biliniz ki bu dünyada hiçbir güç bizi asla yenemez’ diyor. Ata’mız mensubu olmaktan şeref duyduğu yüce Türk milletine ve aynı coğrafyayı paylaştığımız insanlara Türkiye Cumhuriyeti gibi bir muazzam devleti kurdu ve emanet edip gitti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ümmet-i Muhammed’in son kalesidir. Maalesef bu kale iç ve dış düşmanlar tarafından kuşatma altına alınmaya çalışılıyor. Tarihe baktığımızda Türk milletleri ya taht kavgalarından ya da kendini farklı kimlikte tanımlayan insanlarımızın emperyalist kucağında iman tazelemeleri neticesinde yıkılmıştır. Bütün devletler bugüne kadar böyle yıkıldı. Bu vatanda ya tek devlet, tek millet olacağız ya da yok olacağız. Bu toprakların kaderi bu. Bütün bu şuur ve bilinçle Yörüklük, Türklüğün aslı ve ta kendisidir. Türk milletinin geçmişinin en somut ifadesidir. Yörükler, Türk milletinin devletiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğünün teminatla garantisi olarak devletlerini kurmuşlardır, deyip bugünlere geldik. Devletimizin kuruluşundan bu yana Türkiye bölünmüş haritalarını paylaşanlar ve sözde vadedilmiş topraklar inancını taşıyanların nihai hedeflerinde Türkiye vardır demek kesinlikle cehalet değildir. Devletimiz Yörük Türkmen irfanına sahip çıkmalı.”
‘Yörüklerin heybelerine borçluyuz’
Antalya Valisi Hulusi Şahin de Yörük Türkmenlerin asırlardır kimliğini koruduğunu ve gittikleri her yere bu kimliği taşıdıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Gerçekten uzak Asya’dan dört nala bir kısrak başı gibi geldik. Bu bize gerçekten gücümüzü gösteriyor. Kendi kadim kültürümüzle haklı olarak övünüyoruz. Fakat bu yeterli değil, Bu, sadece bize geleceğe güvenle bakma ve büyük işler yapmayla ilgili illüzyon kapma imkanıdır. ‘Atan, deden gerçekten büyük adammış’ dersen senin de onlara layık işler yapman lazım. Anadolu’nun tamamı Türkmen Yörüğüdür. Sadece Orta Asya’dan koyunlarını, keçilerini getirmediler. Öncelikle bizi biz yapan Türkçeyi getirdiler. Türk dili ne kadar arı, duru ve güzelse bunu Yörüklere borçluyuz. Öncelikle bunun hakkını teslim edelim. Türkçeyle geldiler, Türk kültürüyle geldiler. Kilimini dokudular, sazını çaldılar, şiirini söylediler. Türk kültürünün unsurları her neyse onları yürürken heybelerinde getirdiler. Eğer bugün büyük bir medeniyetten bahsediyorsak ve o medeniyetin parçası olmaktan gurur duyuyorsak o Yörüklerin heybelerine borçluyuz. O yüzden bu kültür, medeniyet devam etmeli. Türkler çok pratik, hareketli insanlardır. Fakat şimdi artık üretim ilişkileri değişti, dünya değişti. Günümüzde her şey değişti. Biraz üçüncü nesle doğru dönüyoruz. Bu bizim için tehlike arz ediyor. Biz kültürümüzü koruyacağız, benliğimizi muhafaza edeceğiz. Yeni dünya ve yeni tehditlere karşı hazırlıklarımızı tam yapacağız. Yeni dünya için yeni sözler söyleyeceğiz.”
Zeki Oğuz Fotoğraf Yarışması’nda ödül alan isimler şöyle:
Fotoğraf Birincilik Ödülü: Muzaffer Murat İlhan
İkincilik Ödülü: Serpil Özbek
Üçüncülük Ödülü: Hasan Güzel
Mansiyon Ödülü Birincilik: İbrahim Adak
İkincilik Ödülü: Ender Bayındır
Üçüncülük Ödülü: Abdurrahman Çetin
