Akdeniz Manşet Gazetesi’nin dünkü manşet haberini hatırlayın.

“Zeytinköy değil Zehirköy olmalı.. Antalya’da polisin aldığı tüm önlemlere, emniyet ekiplerinin 7/24 devriyelerine rağmen Zeytinköy bölgesinde fuhuş ve uyuşturucu satışı yaşanmaya devam ediyor, halk bu duruma isyan ediyor..”

İsyan etmemek mümkün değil..

Zeytinköy’de “eroin” yetişir..

Zeytinköy’de “fuhuş” yetişir..

Zeytinköy’de “hırsızlık” yetişir..

Bir tek “zeytin” yetişmez..

Ama..

Bol bol “suç” yetişir..

HUZUR KAÇIRAN BÖLGE

Zeytinköy..

Antalya’nın göbeğinde..

Antalya’nın huzurunu kaçıran bir bölge..

Yeşildere, Doğuyaka, Gebizli mahallelerinin oluşturduğu bu bölge, suç ve suçluluğun en yoğun olduğu yer..

Ama, çevreyi de etkiliyorlar..

Uyuşturucu tacirleri Kepez’in Toptancı Hal bölgesi, Düdenbaşı ve Teomanpaşa ile Gazi Bulvarı’nın Muratpaşa tarafındaki Kızılarık, Topçular, Yenigün, Mehmetçik, Kızıltoprak, Yüksekalan mahallerinde de adeta cirit atıyor..

Bundan çevre çok olumsuz etkileniyor..

Fuhuş ve uyuşturucu sorunu nedeniyle..

Başta Zeytinköy’de yeni yapılan ev ve daireler için alıcı bulunamıyor..

Alıcı bulunsa dahi, bu evler bedelinin çok altında bir fiyatla satılabiliyor..

Diğer mahallelerde ise fiyatlardaki düşme, Zeytinköy bölgesinden uzaklığa göre değişiyor..

Ve çoğu vatandaş bu bölgede “kiracı” dahi olmak istemiyor..

Özellikle okul çağındaki çocukları hedefine alan uyuşturucu tacirleri, kent halkını tedirgin ediyor..

Yani..

Zeytinköy’deki bu “suç bataklığı” kurutulmazsa..

Antalya’nın huzur bulması oldukça zor gibi görünüyor..

SADECE POLİSLE OLMAZ..

Peki..

Zeytinköy’ün bu tablosunu polis bilmiyor mu?

Biliyor..

Öyleyse bu bataklığı niye kurutmuyor?

İşte bu soru cevaplandığı anda, işler kendiliğinden çözülecek zaten..

Ancak..

Çözümü sadece “polis” sağlayamaz..

Emniyet’le birlikte “Belediye”ler..

Belediyelerle birlikte “devlet kurumları”..

Devlet kurumlarıyla birlikte bütün “sosyal ve ekonomik STK”lar..

Elbirliği yapmak zorundalar..

Biri bile eksik olursa, sorun çö-züm-le-ne-mezzzzz..

BİR “ZEYTİNKÖY” PROJESİ

2010-2011 yıllarını hatırlayalım..

O tarihlerdeki Antalya Valisi Ahmet Altıparmak’ın göreve başladıktan sonra ilk yaptığı işlerden biri, “Zeytinköy” için bir “çare” aramak oldu..

Ve Antalya Emniyet Müdürlüğü bir “proje” geliştirdi..

Adına da, “Zeytinköy Sosyal Kültürel Ekonomik Geliştirme Projesi” dendi..

Vali Altıparmak..

Emniyet, belediyeler, ilgili kamu kurumları, sosyal ve ekonomik kuruluşların temsilcileri ile toplantı yaptı..

“Bu işi çözmek zorundayız.. Herkes üstüne düşen ne ise yapacak arkadaşlar” dedi..

O toplantılar devam etti bir süre..

Bölge halkının “tepkisini” değil “ilgisini” çekecek yaklaşımlarla..

Belediyelerin yol, su altyapı, sosyal mekanlar gibi hizmetleriyle..

Milli Eğitim’in bölgedeki okullarda öğrencilerle kuracağı diyaloglarla..

Polisin bir başka projesi olan “polikart”ların yardımıyla..

Ve..

Yörede yaşayan insanlara “insanca” yaklaşarak, onları anlayarak, ortak bir ilgi alanı bularak ikna yöntemiyle..

Zeytinköy’ün “normal bir bölge” haline getirilmesi için yapılması gerekenler bir kez daha konuşuldu..

Bölgeyi izole etmek yerine, kente entegre etmenin önemi vurgulandı..

MAZERET DEĞİL ÇÖZÜM GEREK

Ama, gördüğünüz gibi..

Aradan geçen yıllara rağmen, Zeytinköy’de değişen pek fazla bir şey olmadı..

Zeytinköy hala “kenti huzursuz eden bir bölge” olmaya devam ediyor..

Niye devam ediyor?

Çünkü..

Siyasetçiler, belediyeler, STK’lar ve ilgili devlet kurumları polise yeteri kadar “destek olmuyor”..

Şunu bütün Antalya bilmeli..

Zeytinköy bölgesinde suç ve suçlular “kurutulmadan” Antalya huzur bulamaz..

Bu konuda Vali’nin o toplantılarına katılan her temsilci (kişileri değil kurumları kastediyorum) üzerine düşen görevi biliyor..

Bugün o kurumları temsil edenlerin de bu kentte yaşayan bir ailesi vardır herhalde..

Zeytinköy suçlularının, bir gün kendi ailesine de bulaşabileceğini iyi bilsinler..

Belki o zaman “mazeret” üretmek yerine “çözüm” için gerekeni yaparlar..

Umarım..