CHP’de 34. İl Kongresi yapılıyor..
Adaylardan Özer Ülken çıkıyor, “ben Deniz Baykal’ın adayı değilim” diyor..
Haftalardır Baykal’ın ilçe ilçe, belde belde gezip delegelere kendisini işaret ettiğini, hatta Alanya’da bir delegenin, “Sayın Başkan oyumuza yön vermeye mi geldiniz” diye çıkıştığını bile bile söylüyor..
Yani..
Kongreye “yalan”la giriyor..
Diğer aday Devrim Kök..
“Hiçbir belediye başkanı arkamda değil..Ben tabanın adayıyım” diyor..
Haftalardır Baykal’a bayrak açıp, bütün Baykal muhaliflerine “Devrim’in arkasında ben varım, bu fırsatı kaçırmayalım” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın çabasını-yırtınışını bile bile söylüyor..
Yani..
O da kongreye “yalan”la giriyor..
Sonuç?
İki “yalancı”dan biri “il başkanı” seçiliyor..
CHP’liler bunu hep yapıyor..
“Doğrucu” işlerine gelmiyor nedense..
…
Deniz Baykal’ın yuhalanmasına hiç şaşırmadım..
Tam bir CHP ve Akaydın klasiği..
Ne zaman bir zafer kazansalar, kaybedeni (kendi içlerinden biri de olsa) yuhalayarak gönderiyorlar..
Dün bunu bazı CHP’lilerle tartıştık..
Şunu ifade ettiler:
“Büyükşehir seçimini kazanıp koltuğu teslim alırken de Menderes Türel’i yuhalamıştık..
Bu bize yakışmıyor aslında..
Tam bir ‘kompleks’ göstergesi..
Bizim bu kompleksten kurtulmamız şart..”
…
Yalnız şuna üzüldüm..
Deniz Baykal nereden baksanız 18 yıl boyunca CHP’nin genel başkanlığını yaptı..
Partiyi “iktidara” hiç hazırlamadı..
Daima, “küçük olsun, benim olsun” dedi ve gerektiği gibi “muhalefet” de yapmadı..
CHP’yi “babasının mirası gibi” gönlünce kullandı..
Ama..
Bugün o yuh çekenler, o zamanlar hep “ağamsın-paşamsın” diye yanından hiç ayrılmadı..
“Büyük ağabey” diyerek bayrak açan Mustafa Akaydın bile “genel başkanlıktan istifa edinceye kadar” Baykal’ın dizinin dibindeydi..
Madem Baykal’ı iyi tanıyor ve karşı gelecekti..
Baykal “gel benim Büyükşehir adayım ol” dediğinde, “bu teklifi” kabul etmeseydi ya..
Bunlar hep “ikiyüzlülük” göstergeleridir..
CHP’den başka bir partide de pek göremezsiniz..
…
Bazı dostlarımız soruyor:
“İl Başkanlığı seçimini Devrim Kök mü kazandı, Özer Ülken mi kaybetti?”
Bence, Özer Ülken kaybetti..
“Genel Merkez görevden aldı” söylentisi çıktığında, bırakacaktı..
Bırakmadı..
Kadın Kolları ve Gençlik Kolları ile “barışık” yaşayamadı..
Gazetecileri bile kendine göre ayırdı, kendine yakınları davet etti, diğerleriyle pek muhatap olmadı..
Yanlış yaptı..
Genel Başkanı söylemiş bile olsa, kendi kentindeki partilileri için asla “ne idüğü belirsiz” sıfatını kullanmamalıydı..
Bu patavatsızlığı, kendi taraftarını bile kızdırdı..
Akaydın karşısında çok fazla ezildi..
Buna müsaade etmemeliydi..
Bunlara “kaset skandalından bu yana” tepki toplayan Baykal’ın desteklediği kişi olması da eklenince..
Kaybetmesi kaçınılmaz oldu..
…
En son şunu söylemek istiyorum..
Sevgili Devrim Kök..
Şu anda “asıl İl Başkanı” seçilen kişinin Akaydın olduğunu cümle-alem biliyor..
“Kazandım” diye fazla sevinme..
Eğer Akaydın’a biat etmez, söylediklerini dinlemez, isteklerine katlanamaz isen, 3 gün sonra seni de “yuh”larla gönderecektir..
O dokuz meclis üyesi sana örnek olsun..
Ne yapalım..
CHP böyle bir parti işte..