Anketlere ne kadar güvenebiliriz? Anket şirketleri kendilerine ödeme yapanları mutlu edecek sonuçlar mı çıkarıyorlar, maliyetlerden kaçmak için masa başı anketi mi yapıyorlar, anketlerle seçmen yönlendirilmeye mi çalışılıyor gibi birçok soru kamuoyunun kafasını her zaman meşgul etmiştir. Kuşkusuz ki, anket şirketlerinin aynı seçim için farklı tahminlerde bulunmasının bundaki payı inkar edilemez. Özellikle son yıllarda anket şirketlerinin aynı seçim için farklı tahminlerde bulunması güvenilirliklerinin sorgulanmasına yol açmakta ve yandaş anket şirketi yaftasına maruz kalmaktadırlar. Siyasi partiler belli zaman aralıklarında anketlere sıklıkla başvururlar. Sonuçları kimi zaman paylaşırlar ki ‘herkes evde kalsın, dışarı çıkmasın.’ Anketleri hep izlerim. Üstelik ilgiyle izlerim. Yeri geldiğinde de yazarım yorumlarım. Çıkan anket sonuçları üzerinde partiler hararetli tartışmalar yaparlar. Ve işlerine gelmeyince itiraz edeler, kızarlar çünkü ‘sindirememek’ gibi bir durum söz konusudur.  Oysa bunlar bilimsel çalışmalardır. Hep merak ederim, böylesine bilimsel araştırmalara niçin şüpheyle, tepkiyle bakılır acaba? Cevabı; ‘Demokrasi güzeldir ancak benim partim kazanırsa güzeldir.’ Bu tür tavırlar, siyasi bir Türkiye gerçeği maalesef. AK Parti’den ayrılarak iki ayrı siyasi parti kurdular. Onların siyasi çalışmalarını ben de sosyal medyadan takip ediyorum.  Başkaca, birisi dün partisinden ihraç edildi, diğeri ise partisinden ayrılmış değil ama parti kuracakları konuşuluyor. Parti kurmaları dengeleri değiştirir mi? Hangi siyasi partinin tabanını ne kadar oranla kendi partilerine çekebilirler? Bana göre beklentilerinin çok altında kalacaktır. Peki kimleri çekebilirler? Hem iktidar hem de muhalefet içinde olan ama memnun olmayanların bir bölümünü. Hiçbir siyasi parti içinde olmayıp ilk kez siyaset yapacak olanları ve de kararsızları. Kararsızlar bu yeni kurulacak partilerde yer alacaklardır.