Dün itibariyle..
12 Haziran’da seçime girecek “aday listeleri” kesinleşti..
Antalya halkı, “hamile eşine dayak atan ve bu nedenle hapis cezası alan” CHP 4. sıra adayı Yıldıray Sapan’ın listeden çıkartılmasını bekliyordu..
Çıkartılmadı..
Oysa..
Birkaç gün önce “şiddet”ten daha masum olan “çapkınlık” görüntüleri ortaya çıkan iki MHP’li aday, adaylıktan atıldı..
Aynı tavrı CHP gösteremedi..

Listeler kesinleştiğine ve CHP yönetimi Yıldıray Sapan’a dokunmadığına göre..
Veya..
Bizzat Yıldıray Sapan, toplum önünde eşinden özür dileyip “ben bu şartlarda milletvekili olmamalıyım” demediğine göre..
Artık iş “seçmen”e kalıyor..
CHP’ye de, Sapan’a da, Sapan’ı içine sindiren kadınlara da bu millet iyi bir ders vermeli..

Yalnız..
Anlamadığım bir şey var..
Yıldıray Sapan’ın eşi Başak Hanım, karakola verdiği ifadede şöyle diyordu:
1- “Evlendiğimizden beri beni sürekli olarak darp eden, küfür ve hakaret eden, aileme aynı şekilde küfür eden ve aşağılayıcı hareketler yaparak küfür eden eşim Yıldıray Sapan’dan şikâyetçiyim.. Yanıma yaklaşmasını istemiyorum.. Hayati tehlikem vardır.. Bana zarar vermesinden korkuyorum.. Başıma bir olay gelirse sorumlusu eşimdir..”
2- “Eşim bana, ‘senin ananın bende gözü var.. Ben bunu sana ispatlayacağım.. Anneni kucağıma oturtacağım’ dedi..”
Ama..
Aynı Başak Hanım önceki gün Yıldıray Sapan’la birlikte ortak bir “yazılı açıklama” yapıyor ve şunu söylüyor:
“Ben bir anlık kızgınlıkla eşim hakkında konuyu abartarak şikayetçi oldum.. Eşimin siyasi düşmanları bunu bana ve çocuğuma karşı çirkin bir saldırıya dönüştürdüler..”
Buyurun buradan yakın..
Yazılı açıklamanın ardından bir bayan arkadaşla konuyu tartışıyorduk..
“Sence bu açıklamaların anlamı nedir” diye sordum..
Şöyle bir yorum getirdi:
“Birincisi bu yazılı açıklamadan haberi bile yoktur, susturulmuş olabilir..
İkincisi Yıldıray Sapan seçilebilir bir yerden aday.. Başak Hanım, milletvekili eşi olabilmek için başına gelenlere ve geleceklere razı olmuş olabilir..”
Bunu söyleyen de bir bayan..
Katılır mısınız bilemem..

Önceki gün YÖREX fuarında CHP’li bir adayla karşılaştım..
Yıldıray Sapan olayından “rahatsız”dı..
“Böyle böyle ne olacak” diye sordu..
Dedim ki:
“Kadın haklarını en çok siz savunuyordunuz..
Ve aile içi şiddeti en çok siz eleştiriyordunuz..
Bunu sizler düşüneceksiniz..
Ya listeden çıkaracaksınız, ya da içinize sindirip Meclis’e taşıyacaksınız..
Ancak şunu unutmayın..
Sapan TBMM’ye giderse..
Başka partilerden biri, örneğin Başbakan Erdoğan çıkıp ‘CHP eşine şiddet uygulamaktan mahkum olmuş birini milletvekili yaptı.. Şimdi hangi yüzle kadın haklarını savunacak, aile içi şiddeti nasıl eleştirecek’ derse..
CHP milletvekilleri olarak sizler ne cevap vereceksiniz?
Cevap verebilir misiniz?
Sizler de ‘şiddet yanlısı’ olmuş olmaz mısınız?”
CHP adayı dostum, “haklısın” der gibi başını salladı..
Ve “söyleyecek söz bulamıyorum” dedi..

Ben söyleyeyim:
Listeler kesinleştiğine ve CHP yönetimi Yıldıray Sapan’a dokunmadığına göre..
Veya..
Bizzat Yıldıray Sapan, toplum önünde eşinden özür dileyip “ben bu şartlarda milletvekili olmamalıyım” demediğine göre..
Artık iş “seçmen”e kalıyor..
4. sıradan “aday” olan Sapan’ı bu halk TBMM’ye taşırsa, “aile içi şiddete” onlar da prim vermiş olacaklar..
Bu böyle biline..