Antalya’nın en büyük sivil toplum kuruluşu olan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) 9 Şubat’ta seçim var..
Yeni Meclis üyeleri ve yönetim kurulu belirlenecek..
Konu “seçim” olunca da..
Spekülasyonlar, suçlamalar, dedikodular ortalıkta fink atıyor..
…
ATSO demek, “özel sektör platformu” demek..
Yani; “işadamı ve patronlar kulübü”..
Diğer bir deyişle, ekonominin en önemli aktörleri..
İstihdam yaratırlar, kent ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlarlar..
19. yüzyılın küçük tarım ve ticaret şehri olan Antalya..
Bugün başta turizm ve tarım olmak üzere birçok sektörde ülkemizin en dinamik ekonomilerinden birisine sahip duruma geldiyse..
Ve 21. yüzyılın dünya kentlerinden birisi olmayı hedeflediyse..
ATSO, bütün bunların gerçekleşmesinde ve Antalya’nın gelişmesinde en önemli paylardan birine sahiptir..
Vizyon projeleri ile kentin sosyal ve ekonomik yaşamına katkı sağlayan bir birliktir..
Bu nedenle..
Meclisinin de, yönetim kurulunun da, hatta meslek komitelerinin de “siyaseti iyi bilen” ama siyaset yapmak yerine “hizmet” üretecek kişilerden oluşması gerekir..
…
Ama..
Seçim yaklaştıkça, ATSO adeta siyasi bir malzeme haline getiriliyor..
Özellikle “sektörel sınıflandırma” konusu, yalan-yanlış bilgilerle sosyal medyada “sakız” ediliyor..
Bunu okuyup “doğru” zannedenler de ATSO yönetimini suçluyor..
Oysa..
“Yeni sistemde meslek gruplarının belirlenmesi”nde Odaların kontrol gücü yok..
O eskidendi..
Şimdi ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Başkanlığı, SGK ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından müşterek olarak tamamlanan “NACE” çalışması sayesinde işletmeler, uluslararası kodlama sistemine uyumlu olarak sınıflandırılıyor..
Yani..
Meslek gruplarının belirlenmesinde ATSO yönetiminin en küçük bir iradesi bile sözkonusu değil, olamaz da..
Uygulama sadece Antalya için değil, bütün Türkiye bu sistemin içinde..
…
Peki, böyle bir durum bu kadar açık ve net iken, söylentiler niye çıkıyor, yönetim niye suçlanıyor?
Sebep, “koltuk kavgası” diyebiliriz..
Ama..
Biliyorsunuz; bizde şirketler kurulurken çok ve farklı sektörlerde faaliyet göstereceklerini beyan ederler..
Örneğin; “….. Turizm İnşaat Taahhüt Emlak Otomotiv Ticaret A.Ş.” gibi..
Bundan çok daha fazlasını yazanlar da var..
Şimdi soru şu:
“İştigal alanları bu kadar çok olan böyle bir patron, hangi meslek grubunda yer alacaktır?”
Eskiden Oda bu yönlendirmeyi, isteğe bağlı olarak yapıyordu..
Ama elbette bu durum sağlıklı değildi..
Devlet bu kargaşayı ortadan kaldırmak, kayıtdışılığı önlemek ve şirketlerin işlerinin daha çabuk, daha rantabl yürümesini sağlamak için yeni bir düzenleme yaptı..
“Birden fazla sektörde faaliyet gösteren şirketler için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından şirket bazında tespit edilen en yüksek cironun sağlandığı sektör esas alınıyor..”
Yani..
Son faaliyet kodları üzerinden Odaların seçime gideceği meslek grupları, NACE sistemi çerçevesinde belirleniyor..
…
Nedir NACE sistemi?
“Avrupa Topluluğu'nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması”na kısaca NACE deniliyor..
Bir çeşit kodlama sistemi..
Odaların üye sayıları dikkate alınarak, bir grubun oluşabilmesi için gerekli minimum sayılar belirlenmiş..
ATSO için bu sayı 150..
Yani bir meslek grubunun en az 150 üyeden oluşması gerekiyor..
Bu sayının altında kalan grup üyeleri, yine TOBB tarafından NACE kodlama sistemine göre en yakın gruba aktarılıyor..
Bu nedenle, yeni sistem ATSO’daki meslek gruplarının sayısını da düşürdü..
…
Sonuç olarak..
Eski sisteme göre son derece objektif ve şeffaf bir sistem olan NACE sistemi ve sicil otomasyon sistemi, spekülasyonlara konu olmamalıdır..
ATSO ve kurum seçimlerine ilişkin yanlış değerlendirme yaratılmamalıdır..
Bilgilenmeden söylenen sözler ve yapılan suçlamalar, ATSO’yu yıpratır..
Üyeler herhalde bunu istemez..
Yanılıyor muyum?