Ben anketleri hep izlerim..
Üstelik..
İlgiyle izlerim..
Yeri geldiğinde de yazarım yorumlarım..
Fakat hayrettir..
Çıkan sonuçlar üzerinde partiler hararetli tartışmalar yapıyor..
Ve –işine gelmeyince- şiddetle itiraz ediyorlar..
O da yetmiyor..
Kızıyorlar..
Oysa..
Bunlar bilimsel çalışmalardır..

Hep merak ederim..
Böylesine bilimsel araştırmalara niçin şüpheyle, tepkiyle bakılır acaba?
Cevabını hemen söyleyeyim:
Bu konuda genel görüş şöyle:
“Anketler güzeldir..
Ama benim partimi iktidar partisinin üstünde gösterirse güzeldir..”
Veya..
“Demokrasi güzeldir..
Ama ancak benim partim kazanırsa güzeldir..”
“Bu mantıkla” hareket edenlere dikkat ediyorum..
“Aydın”lar ağır basıyor..
Biraz aşağıda kalmaya tahammülleri yok..
Hele eleştiriye hiç tahammül edemiyorlar..

Bu tür tavırlar, siyasi bir Türkiye gerçeği maalesef..
Yine bir araştırmayı aktaracağım sizlere..
Bir başka Türkiye gerçeğini..
Hani, “seçim değil geçim derdindeyiz” der ya milletimiz hep..
O misal..

Türkiye..
Nüfus bakımından dünyada 17. sırada..
Nüfus yoğunluğu en yüksek ülkeler sıralamasında 80. sırada..
En geniş topraklara sahip ülkeler sıralamasında 36. sırada..
Kentlerde yaşayan nüfus oranında 13. sırada..
Krom, bor rezervinde 1. sırada..
Altın ve toryum rezervinde 2. sırada..
Mücevher üretiminde 5. sırada..
Cıva, mermer üretimi ve jeotermal enerjide 7. sırada..
Mermer ihracatında 8. sırada..
Çelik üretiminde 9. sırada..
Kömür üretiminde 15. sırada..
Ekonomik büyümede 16. sırada..
Ekonomik büyüklük olarak Satınalma Gücü Paritesi'nde 18. sırada..
Milli gelir sıralamasında 21. sırada..
Dış borcun milli gelire oranında 4. sırada..
En borçlu ülkeler liginde 5. sırada..
Gelir dağılımı bozukluğunda 55. sırada..
Kişi başına düşen milli gelirde 65. sırada..
Refah liginde 92. sırada..
İsrafta dünya rekorunu bize ait..
Günde ortalama 4 saat televizyon izleme oranıyla 2. sırada..
En çok telefonla konuşan ülkeler sıralamasında 6. sırada..
Kablolu telefon abone sayısında ise 13. sırada..
En çok resmi tatil yapan ülkeler liginde ise yıllardır dünya 3.'lüğünü kimseye kaptırmıyoruz..

Rakamlara dikkat ettiniz mi?
Türkiye “ekonomik büyüklüğü”yle çelişki yaratan kötü skorlara imza atıyor..
Oysa, dünyanın en önemli zenginliği diyebileceğimiz bor, toryum, altın ve krom neredeyse sadece bizde var..
Yani, aslında “borç alan” değil, “borç veren” ülke olmalıyız..

Amacım..
Sadece “bakın politikacılar pembe tablo çiziyor, ama aslında hiç de öyle değil” demek değil..
Ülkemizdeki çarpıklıkları ve çelişkileri görelim istiyorum..
Görelim ki..
Oy istemeye gelenlere “ne” olduğumuzu, “nereye” gittiğimizi de soralım..
Bakalım ne diyecekler..