Dünkü gazetelerin başlıklarında neredeyse yan yana şu sözler yer alıyordu:
1- “Çapraz nakil hayat verdi..”
2- “Büyükşehir faize gitti..”
3- “Ülken Vali’ye yüklendi..”
İlkinde; uyumlu organların nakledilmesiyle 3 aile birbirlerine hayat vermiş..
İkincisinde; CHP’li Büyükşehir’in açık veren bütçesinin yüzde 10’u faize gitmiş..
Üçüncüsünde; Mustafa Akaydın’la başa çıkamayan CHP İl Başkanı Özer Ülken oklarını Vali’ye çevirmiş..

Birbiriyle ilgisi yokmuş gibi görünüyor değil mi?
Oysa..
Bu üç olayın birbiriyle “çok yakın bir ilgisi” bulunuyor..

En son söyleyeceğimi başta söyleyip, ne demek istediğimi rahat anlayın istiyorum..
Sürekli olarak halktan uzaklaşan..
Sürekli olarak “hizmet”i unutan..
Sürekli olarak hizipçilikle yatıp-kalkan..
Sürekli olarak “biat” isteyen, olmazsa kılıçları çeken..
Sürekli olarak birbirini yiyen..
Sürekli olarak “saygıyı” hiçe sayan..
Sürekli olarak birbirlerinin ayağından aşağı çeken..
Sürekli olarak proje üretmek yerine, üretilen projeleri kötüleyen, ya da yapılan projeleri sahiplenen..
Sürekli olarak kendilerini “en iyi bilen” olarak gören..
Sürekli olarak bilgilerini ve bildiklerini “çıkar” için kullanan..
Bu CHP’yi, “ülke menfaatlerini düşünen bir siyasi oluşum” haline getirmek, neredeyse imkansız gibi görünüyor..
Bu CHP..
Onlarca yıl Deniz Baykal ve ekibini taşımak zorunda kaldı..
Dış desteklerle, başka partilere duyulan antipatilerle oyunu arttırsa da..
“İktidar alternatifi” bile olamadı..
Şimdi Baykal gitti, gelen gideni arattı..
Kemal Kılıçdaroğlu genelde, Özer Ülken ile Mustafa Akaydın yerelde, CHP’yi yerin dibine sokup sokup çıkarıyorlar..
Böyle bir partiye..
Değil destek, çapraz nakiller bile nafile..
O kadar olay yaşıyorlar, ders almıyorlar..
“Zihniyetleri” hiç değişmiyor..

Antalya’da son bir ayda yaşananlar, söylediklerime son örneklerden birisidir..
CHP’li Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın ile CHP İl Başkanı Özer Ülken birbirlerine girdiler..
Birbirlerini aşağıladılar..
Birbirlerinin elini bile sıkmadılar..
Genel başkanlarının ve genel sekreterlerinin yanında bile birbirlerine “kin” kustular..
Bunların hepsi CHP’yi parçaladı, böldü..
Kılıçdaroğlu Ankara’da, Baykal Antalya’da bütün bunları “zevkle” seyretti..

Önceki gün Ülken, bir “CHP klasiği”ne daha imza attı..
Sorunları çözmek, sorunun üzerine gitmek yerine daima kaçmayı ya da dikkatleri başka tarafa çekmeyi “ilke” haline getiren CHP’nin İl Başkanı, hemen bu taktiği devreye soktu..
Ve..
İlin en büyük mülki amiri olan Vali’ye yüklenerek, CHP’deki sorunları halının altına süpürmeyi yeğledi..
Dün Antalya’da Ülken’in “Vali Ahmet Altıparmak devletin değil hükümetin Valisi” şeklindeki açıklaması konuşuldu..
Belli ki, Akaydın Ülken’i yıldırmış..
Ülken, Akaydın’la baş edemeyeceğini anlayınca, oklarını Vali’ye yöneltmiş..
İşte CHP bu zihniyetteki insanlarla dolu..
Güya..
CHP’yi kolluyormuş gibi görünecek..
İl başkanlığı seçimlerinde de, “ben Vali’ye bile kafa tutmuş, partimi savunmuş bir adamım” gibi laflarla hava atacak..
Sanki seçilme şansı varmış gibi..

Bakalım CHP’nin bu “ortaoyunu” daha ne kadar devam edecek..