İşsiz bir genç, bir yere “çalışmak için” başvuruyor..
İşveren soruyor:
“Mesleğin nedir evladım?”
Cevap:
“Liseyi okudum, şu anda işsizim..
“Eee?”
“Şey, ne iş olsa yaparım..”
…
“Ne iş olsa yaparım abi..”
Bu sözü yalnızca liseyi bitirenler değil, ilk-orta hatta üniversite bitirenler bile söylüyor..
Niye söylüyor?
İşsiz oldukları için..
…
Bakmayın siyasetçilerin “Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik” diyen ağızlarına..
“İşsizlik” sadece Türkiye’nin değil, bütün dünya ülkelerinin büyük bir sorunu..
En gelişmiş ülkeler (Örneğin ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya bile) işsizlik sorunuyla boğuşuyor..
Bu nedenle, olaya “gerçekçi” yaklaşmak, “çözüm” için doğru adım atmak gerekiyor..
…
Nedir gerçek?
Bu “ne iş olsa yaparım” mantığı belki de sadece bize özgü bir tutum..
Kolaycılık, tatminsizlik, küçümsemek ruhumuza işlemiş..
İşadamı “eleman arıyorum, bulamıyorum” diye bangır bangır bağırıyor..
Öte yandan siyasetçiler ve onların ağzına bakanlar, “en büyük sorun işsizlik” diyor..
…
Geçtiğimiz hafta içinde ATSO’da bir toplantı yapıldı..
UMEM Beceri’10 projesi anlatıldı..
ATSO Başkanı Çetin Osman Budak burada bir şey söyledi..
Dedi ki:
“Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik değil, mesleksizlik sorunudur..”
Budak’ın bu sözlerine kulak vereniniz oldu mu bilmiyorum..
Söylediği söz çok anlamlı ve önemliydi..
Ve..
Çok haklıydı..
Türkiye’nin en büyük sorunu “işsizlik” değil, “mesleksizlik” sorunudur..
…
Bunu biraz açalım..
Açalım ki..
İşçi arayan da, iş arayan da, okuyan da gerçeklerle biraz yüzleşsin..
…
Baştan söyleyeyim..
Gerçekten iş arayan, gerçekten çalışmak isteyen söylediklerimizin kapsamına girmiyor..
…
Gençlerimiz okulu bitiriyor ve iş için müracaat ediyor..
Görüşmeye çağrılıyorlar..
İşin niteliği, çalışma şartları ve maaş konusu kendisine söylendiğinde resmen “burun kıvırıp” gidiyorlar..
Ne istiyorlar biliyor musunuz?
Dolgun bir maaş..
Kendine ait bir oda, masa, telefon, bilgisayar..
Mesaiye geliş-gidiş saatlerinde esneklik..
Yoksa?
“İşsiz kalır, babamdan harçlık alırım daha iyi” diyorlar..
Mesleği yok.. (Olsa da fark etmiyor)
Tecrübesi yok..
Çalışmak için hevesi de yok..
Hazıra alışmış bir kere..
Bunda ailelerin suçu çok büyük..
…
Öte yandan işveren “yetişmiş eleman bulamıyorum” diye kıvranıyor..
Çünkü..
“Mesleği bilen” kişilere ihtiyacı var..
“Ara eleman” yetiştiren okulları kimse tercih etmeyince..
Doğal olarak ortalık “mesleksiz çalışmayan”larla dolup taşıyor..
“Meslekliler” de iş-maaş beğenmiyor..
Biz de bu “çalışmayan” ve “çalışmak istemeyen” kesimi “işsiz” olarak niteliyoruz..
…
Oysa..
Çocuklarımızı sadece diploma değil “meslek sahibi” de yapabilsek..
“En büyük sorun” kendiliğinden çözülecek..
Bunu istemez misiniz?