Yeni yılın “ilk Akaydın yazısı”nda, böyle demek de varmış..
Ama, yineliyorum:
CHP’li yöneticiler, akademisyen-başkan Mustafa Akaydın’ı sakın ellerinden kaçırmasınlar ve kesinlikle yeniden “Büyükşehir adayı” yapsınlar..
Adam o kadar maharetli ki..
Yılbaşı gecesi Antalya’ya kar bile yağdırdı maşşallah..
Böylesini nerede bulacaklar?
…
Siz bakmayın sık sık eleştirdiğimize..
Akaydın işini biliyor..
Süslü süslü laflarla hazırlattığı seçim kitapçığının raflarda tozlanması gayet doğal..
Ne diyor konuşmalarında?
“Antalya hakettiği hizmeti alıyor..”
Ne demek bu?
“Kardeşim, Menderes Türel bu kente, Antalya tarihinin en fazla hizmet eden Başkanı’ydı..
N’oldu?
Antalyalı onu takdir mi etti, yeniden mi seçti?
Bunun anlamı şudur:
Demek ki, kente yapılacak hizmet Antalya halkının umurunda değil..
Ne istiyor halk?
Geçici de olsa rahatı bozulmasın, keyfi kaçmasın istiyor..
Süse-püse, bir de bol bol eğlenmeye bayılıyor..
Bu durumda; (Menderes Türel gibi) hizmet edeceğim diye bir yerlerimi yırtmamın gereği var mı?
Ortalama haftada iki kez festivaldi, konserdi, danstı, söyleşiydi derken kentliye gününü gün ettiriyorum..
Vatandaştan bugüne kadar bir itiraz falan gelmedi..
Demek ki, herkes bundan memnun..
Ne diye çıkıp da o kitapçıkta yazdıklarımı hayata geçireceğim diye milleti rahatsız edip, bir daha seçilmemeyi göze alayım ki?
Şu durumda millet memnun, ben memnun..
Demek ki, Antalya’ya hakettiği hizmeti veriyorum..
Aday gösterilirsem, tekrar seçileceğimden de adım gibi eminim..
Anketler bile söylüyor bunu..”
…
Bunları uydurmuyorum..
Akaydın’ın değişik yerlerde yaptığı konuşmalarını biraraya getirirseniz, bu cümlelerin hemen hepsinin onun ağzından çıktığını göreceksiniz..
Peki, bunları söylemekte haksız mı?
Değil..
Bence de şu anda Antalya “hakkettiği hizmeti” fazlasıyla alıyor..
…
Gelelim, Akaydın yılbaşı gecesi kar yağdırırken “işsiz” kalıp çaresizliğe itilenlere..
Bu durum, genellikle “solcuyum, sosyal demokratım” diyen CHP’li bütün belediye başkanlarının “ortak tavrı”dır..
CHP’li başkanlar için, (hatta iktidara ortak oldukları dönemdeki bakanlar için bile) “kadrolaşma” öncelikleridir..
Yeniden seçilemese bile, belediyede CHP’liler kalacak ve gelen kişi kendi ekibini koymak isteyince de, “bakın insanların ekmeğiyle oynuyor” diye vaveyla koparacaklar..
Enkaz edebiyatı yapmak en belirgin özellikleridir..
(Gelmiş geçmiş bütün CHP’li başkanları inceleyin, bunu göreceksiniz..)
“İstihdam sağlama” konusunda söz verir, ama daima işsizler ordusuna ilaveler yaparlar..
Ve..
Solculara göre, “hedefe ulaşmak için her yol mübah”tır..
Şimdi..
Ortada böyle bir tablo varken, Akaydın’ın aksini yapması beklenebilir mi?
O da bekleneni yaptı ve 38 işçiyi kapının önüne koydu..
Bununla da kalmadı..
Çalışacak olanlara zam yapmak bir yana, maaşlarından yüzde 15 kesinti yapılmasına da razı oldu..
…
“Ne yapalım, onlar belediyenin değil taşeronların işçisi” diyenler olacaktır..
Yanılıyorsunuz..
Onlar “Büyükşehir Belediyesi kimliği” ile hizmet veren işçiler..
Taşerona parasını vermek, taşeronun da işçisine maaşını verip-vermediğini denetlemek ve yaptırmak Büyükşehir Belediyesi’nin görevidir..
Aylardır o işçiler maaş alamıyor..
Üstelik işsiz kalıyor..
Dahası; zaten neredeyse asgari ücret civarında maaş alırken bir de yüzde 15 azaltılmasına razı ediliyor..
…
Böylesine başarılı(!) bir belediye başkanının yeniden aday gösterilmemesi, CHP adına büyük bir kayıp olmaz mı?
Yine söylüyorum:
CHP Akaydın’ı elinden sakın kaçırmasın..