Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı'na ilişkin usulsüzlük soruşturması başlatırken, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, kurultayın iptali için ayrı ayrı mahkemelerde dava açtı. Açılan iptal davaları Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dosyada birleştirildi. Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki 5'inci duruşmaya taraf avukatları katıldı. Hakim, kurultayla ilgili 26’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan ceza davası dosyasından istenen evrakların geldiğini, 24 Eylül 2025'te yapılan İstanbul Olağanüstü Kurultayı’nda seçime katılan delege listesi ile Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından CHP’nin 8 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul İl Kongresi'nin iptali istemiyle açılan davayı reddettiğine ilişkin kararın da gönderildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı ayrıca, 15 Eylül’deki duruşmada istenen delege listesi ve birleştirme tutanaklarının dosyaya girdiğini, davacıların tamamının partiden ihraç edildiğine ilişkin yazının mahkemeye gönderildiğini belirtti.
'KURULTAY İRADESİ ORTADAN KALDIRILMIŞTIR'
Duruşmada söz alan davacılardan eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın avukatı Yusuf Üregen, "Davamız; 4-5 Kasım 2023 tarihli 38'inci Olağan Kurultay ile bu kurultaydan doğan 6 Nisan 2025 tarihli 21'inci ve 21 Eylül tarihli 22'nci Kurultay’ın, birincisi bakımından mutlak butlan ile batıl, son ikisi bakımından ise yoklukla malul olduklarının tespitine ilişkindir. Aynı gerekçelerle, bu davaların davacısı olan yönetim noktasında görülen 39'uncu Olağan Kurultay sürecindeki tüm seçimlerin de yok hükmünde olduğuna dair tespittir. CHP’nin 39'uncu Olağan Kurultayı, kamu düzenine aykırılıktan dolayı mutlak butlanla batıldır. 4-5 Kasım’da Ankara’da düzenlenen kurultayda, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve mevcut Genel Başkan Özgür Özel’in koordinasyonunda, birden çok sanık tarafından iş birliği halinde Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet edilerek, oylamaya hile karıştırılmış, kurultay iradesi tamamen ortadan kaldırılmıştır. Gelinen noktada, dava dosyasında yer alan delillerden; birden çok kişi tarafından iş birliği ve planlı şekilde Özgür Özel lehine oy vermeleri için para dağıtıldığı, para alan delegelerden Özgür Özel’e oy verdiklerini kanıtlayacak şekilde fotoğraf çekip kendilerine para veren milletvekili veya partililere göndermelerinin istendiği anlaşılmaktadır. Bu usulsüzlükler neticesinde kurultay iradesi tamamen ihlal edilmiş; gerçek anlamda bir seçim ne yazık ki gerçekleştirilememiştir" ifadelerini kullandı.
'KURULTAY MUTLAK BUTLANLA BATILDIR'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katıldığı bir televizyon programında kullandığı ifadelere karşı Üregen, "Cumhurbaşkanına, 38'inci Olağan Kurultay ile ilgili şaibe iddiaları bakımından 'Sana ne be, sana ne' diyerek kurultay usulsüzlüğünü fiilen ikrar etmiştir. Bugüne kadar ortaya koyduğumuz delillerle sabit olan en önemli husus, 38'inci Olağan Seçimli Kurultay’da hukuken korunabilir bir sonuç ortaya çıkmadığı, kurultay iradesinin tamamen ortadan kalktığıdır. Hukuk düzeninin kamu düzenini koruma işlevi ve kendi tutarlılığı bakımından, kendisini ortadan kaldırabilecek düzeyde ağır ihlal içeren böyle bir girişimi yaptırıma bağlaması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Davanın başlangıcından itibaren aşamalarda ısrarla öne sürdüğümüz gibi, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti açısından devlet tüzel kişiliği dışında en önemli tüzel kişiliğe sahiptir; iktidar partisi kadar önemlidir. Kurultay mutlak butlanla batıldır. Kurultayın yapıldığı günden itibaren iptaline, kurultayda alınan tüm kararların ve aynı zamanda Özgür Özel ve yönetiminin almış olduğu tüm kararların hükümsüz olduğunun tespitiyle iptalini ve hukuka aykırı olarak gelen Genel Başkan Özgür Özel’in, MYK üyelerinin, Parti Meclisi üyelerinin ve YDK üyelerinin tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verilmesini, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve yönetiminin görev yetkilerinin geri döneceğinden göreve geri getirilmesi talebimizdir" dedi.
'DAVANIN REDDİNİ TALEP EDİYORUZ'
CHP avukatı Çağlar Çağlayan ise "Davalı vekilinin celse arası verdiği dilekçede laf oyunu vardır, çarpıtma vardır; ancak hukuk yoktur. Birbirinden farklı kurultaylar, farklı hukuki nedenlere dayanılarak yapılmıştır; birbirlerinin devamı veya sonucu değildir. İstanbul delegelerinin sakat bir biçimde seçildiği iddiasını reddediyorum. Dosyaya tarafımızca sunulan, akademisyen heyetlerinden oluşan iki uzman görüşü de davanın reddedilmesi gerektiğini söylüyor. Başta davacılardan Lütfü Savaş olmak üzere davacıların hiçbirinin husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bir siyasi partiye üye olmayan ya da üyelik haklarını kullanamayan birinin, parti hukuku ile ilgili bir sistemde bulunması mümkün değildir. Ankara 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, aynı hukuki nedene dayanan, hatta hemen hemen aynı dilekçeyle açılmış olan İstanbul İl Kongresi’nin iptali davasında, bir mutlak butlan halinin bulunmadığını; ceza yargılamasının kongre sonucu ile bağdaştırılamayacağını, bu konuların ispat kapsamı dışında kaldığını, emsal kararlara da değinerek açıkça belirtmiş ve davayı reddetmiştir. Zaten irade fesadı halleri, hukukta olsa olsa iptal sonucunu doğurabilir. İptal davası açmak için de hak düşürücü süre geçmiştir. Davanın başından beri davacıların davalarının tümünde talep, ‘mevcut yönetimin kaç defa kongreyle seçilmiş olursa olsun yerinden kaldırılması ve partiyi onların yönetmemesidir.’ Bu davalarda amaç, herhangi bir kongrenin iptali veya yenilenmesi değil, partiyi kimin yöneteceğine herhangi bir süre sınırı olmaksızın mahkemenin karar vermesidir. Haliyle istem, iyi niyet kurallarıyla da bağdaşmamaktadır. Bu nedenlerle biz, davanın reddine karar verilmesini talep ederiz” ifadelerini kullandı.
KONUSUZ KALDIĞI GEREKÇESİYLE RET KARARI
Mahkeme, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan asıl davanın 'konusuz' kaldığını belirterek, karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Mahkeme, birleşen dosyalar yönünden yaptığı değerlendirmede, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın açtığı davayı, davayı açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Bir diğer dosyada yer alan başvuruların ise artık yargılama konusunun ortadan kalkması nedeniyle karara bağlanmasına gerek olmadığına hükmetti. Yılmaz Özkanat tarafından açılan dava da aynı şekilde davayı açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi. Hatip Karaaslan’ın açtığı dava ise, 'konusuz' kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hükümle sonuçlandı. Mahkeme, diğer ayrıntıların gerekçeli kararda açıklanacağını belirterek, tarafların karara karşı 2 hafta içinde istinaf yoluna başvurabileceğini bildirdi.
'İSTİNAFA GİDECEĞİZ'
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın avukatı Yusuf Üregen, adliye önünde yaptığı açıklamada kararı istinafa taşıyacaklarını belirterek, "Süreci istinafa taşıyacağız. Davanın reddi kararını beklemiyorduk, bizim için şaşırtıcı oldu. Yasal, hukuki yollara başvurmaya devam edeceğiz. İstinafa gideceğiz” dedi.

'HUKUKA UYGUN BİR KARAR'
CHP avukatı Çağlar Çağlayan da "Hem olağan kurultayımızın hem olağanüstü kurultayımızın hem İstanbul İl Kongremizin iptaliyle ilgili açılan davalarda davacıların niyetleri bir dava görmek, 'kongre iptal edilsin, gerekirse yenisi hemen yapılsın' değildi. Partiyi kimin yöneteceğine mahkemenin karar vermesiydi. Üstelik mahkemenin istediği kişilerin süresiz biçimde partiyi yönetmesi isteniyordu. Gelinen aşamada en başından beri dile getirdiğimiz hususlar sonuçlanmış oldu ve dava bugün itibarıyla sonuçlandı. Hem olağan kurultayımızın hem olağanüstü kurultayımızın iptaliyle ilgili açılan davalarda bazı davacılar bakımından husumet yönünden dava reddedildi" diye konuştu.

Çağlayan, kararın hukuka uygun olduğunu belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçte her fırsatta üyesine, delegesine sığındı. Delegesinin önüne sandık koyarak süreci devam ettirdi. Meseleyi siyaset çözüyor. Bugün de böyle oldu. Sandıktan çıkan sonuca göre bir dava sonucu şekillenmiş oldu. En eski üyemizden bu sabah form vermiş üyelerimize kadar her bir Cumhuriyet Halk Partilinin yükünü omuzlarımızda hissederek götürdük bu süreci. Mümkün olduğunca doğru götürmeye çalıştık. Elimizden geleni yaptık. İstinaftan da farklı bir sonuç beklemiyoruz. Çünkü fiili bir gerçek var. Doğal olarak hukuki süreçler yürüyecektir. İstinaf süreci de devam eder. Ancak daha önceden söylediğimiz bir şey vardı. Bu davaların ülkemizin gündeminden artık çıkması gerektiğini hep ifade ediyorduk. Bugün itibarıyla umuyorum bu gerçekleşecek. Siyaset de normal seyrine dönecektir" diye konuştu.



