Bugün sizlere “iki aile” örneği vereceğim..
Ve bu ailelerin çocuklarının manzarasını gördüğünüzde çok şaşıracaksınız..
Büyük bir ihtimalle sizler de bu iki aile tipinden farklı değilsiniz..
Umarım yanılıyorumdur..
…
25 YAŞINDA 3 ÇOCUĞU VAR
Birinci aile tipi, bir “çocuk gelin”le ilgili..
Önceki gün sabah atv’deki Tatlı Sert programında Müge Anlı, yine bir aile dramını ortaya koydu..
9 yaşında bir çocuk kayıptı..
Ve ailesi çocuğun hayatından endişeliydi..
Çünkü, kaybolan çocukların büyük bir çoğunluğu tecavüze uğrayıp öldürülmüş olarak bulunuyordu..
Çocuk inşallah sağ-salim bulunur da herkes rahat bir nefes alır..
Ama..
Burada ASIL DRAM (hatta TRAJEDİ) çocuğu kaybolan ANNENİN DURUMU..
Konya’dan programa katılan anne henüz 25 yaşında..
3 çocuğu var ve en büyüğü 9 yaşında..
25 yaşındaki bir annenin 9 yaşında çocuğu olabilmesi için 14-15 yaşında evlenmesi ve hemen hamile kalıp 16 yaşında da doğum yapması gerekir, değil mi?
İyi de, 14-15 yaşındaki biri “ERGEN” değil, henüz bir çocuktur..
Söyleyin şimdi..
Bir çocuk, bir başka çocuğa ne kadar sahip çıkabilir?
Bir çocuğu büyütme ve yetiştirme sorumluluğunu alabilir mi?
Elbette hayır..
Ama..
15 yaşındaki çocuğu gelin eden aile, bunu hiç düşünmüyor..
Olan da hem o gelin ya da damat edilen çocuklara, hem de onların meydana getirdiği çocuklara oluyor..
…
1 KIZ 3 ERKEK AYNI EVDE
Diyelim ki, bu annenin ailesi biraz cahildi, bu nedenle çocuğunun hem evlilik hem de çocukların sorumluluğunu alamayabileceğini düşün(e)medi..
Şimdi vereceğim örnek ise, Antalya’da “okumuş-üfürmüş” bir belediye meclis üyesinin çocuğuyla (kızıyla) ilgili..
…
Köpeklerini gezmeye çıkartan bir kadın, köpeği sevmeye gelen bir lise öğrencisinin parmağındaki “alyans”ı görünce merak eder..
Ve aralarında şöyle bir konuşma geçer:
- Hayırdır evlat, bu nedir?
- Nişan yüzüğü..
- Kaç yaşındasın sen?
- 17 yaşındayım..
- Sen bu yaşta, hem de lisede okurken evlenecek misin yoksa?
- Evet..
- Peki, kızın ailesi bunu biliyor mu?
-Elbette biliyor..
- Kim bu kızın ailesi, çok merak ettim..
- Babası belediye meclis üyesi ve her şeyi biliyor..
- Peki ne zaman evleneceksiniz?
- Ben nişanlım ve iki erkek arkadaşım, yani 4 kişi bir ev tutup orada yaşayacağız.. Okul bitince de evleneceğiz işte..
- (Kadının gözleri şaşkınlıkla açılır) Ne yani, 1 kız 3 erkek aynı evde mi kalacaksınız?
-Evet..
- Peki kız ve babası buna bir şey demiyor mu, buna rıza gösteriyor mu?
- Elbette, onlar rıza göstermese olur mu bunlar?
…
Kadın başka bir şey söyleyemez ve köpeklerini alıp evinin yolunu tutar..
Giderken de, (kafasını iki yana sallayarak) “ne aileler var be, aileler böyle olunca, gençlere ne denilebilir ki” diye söylenir..
…
BU TRAVMA ÖMRÜNÜ YİYECEK
17 yaşında, nişanlı ve okul bitince evlenecek..
Evlilikten önce 3 erkek 1 kız aynı evde yaşayacak..
İşin “deli deli akan kan” tarafına hiç bakmayacağım..
Söyler misiniz, sizce bu gençler bir “evlilik ve çocuk sorumluluğunu alacak” yaştalar mı?
Elbette hayır..
Henüz çocuk sayılırlar ve ilişkilerinde mantık değil duygusallık ön planda olacak..
18-19 yaşında evlenecekler, çocuk yapacaklar, bir-iki yıl içinde birbirlerini yemeye başlayacaklar..
Olan hem bu gençlere hem de yaptıkları çocuklara olacak..
Özetle..
Hepsi birer “TRAVMA” yaşayacak ve sonraki yaşamlarını bu travma hep etkileyecek..
Yani, “sağlıklı bir ilişki” yaşamaları çok zorlaşacak..
…
AİLELER ÇOK İYİ DÜŞÜNSÜN
İşte size biri cahil, diğeri okumuş-cahil iki aile..
Aileler..
Çocuklarının ne tür bir kişilik sahibi olduğunu ve bir sorumluluk üstlenip-üstlenemeyeceğini bilmez, onları da zamansız sorumluluk altına sokarlarsa..
Bu iki örnekte görülen manzaraları daha çoookk yaşarız..
Bence bunlardan ders almak lazım..
Umarım alan olur..