Gündemimiz henüz değişmedi, tablo gün geçtikçe de kötüye gitmekte. Sürecin bizi yönlendirdiği yaşam standartları haliyle eteğimizdeki tüm taşları dökmemize sebep oldu ve ortaya çokça derine inilmesi gereken soru işaretleri çıktı. 

Mesela sıkılmaktan korkan profiller; sürekli hareket halinde olma isteği. Sosyalleşme inancıyla kendini dışarı atma dürtüsü ve standarda bindirilmiş davranışların gerçekleşmemesi ile ne yapacağını bilemeyen bir kesim. Durağan olmaktan endişe ediyoruz. Çünkü o kadar çok zamanı zincirlenen davranışlar ve sorumluluklar ile doldurduk ki kendi kendimize kaldığımızda yapacak hiçbir şeyimiz yok. 18. kattan aşağıya düşmüş gibi bir boşluk hissediyoruz. Oysaki böyle dönemler, özellikle kriz anlarında dingin kalmamız gereken süreçler insanların en cok yaratıcı olduğu anlardan biridir. Çünkü zihin yaptırımı olan mecbur koşullardan güvende hissettiği sürece geçiş yapmak için durmadan üretir. Bu sebeple olağanüstü bir durum yokken bile çocuklarınızın sıkılmasına imkan verin öğütlerinde bulunuyoruz. 

Sıkılmaktan korkmayın.  Yaratıcılığınızın, dinginliğinizin aile ile baş başa kalmanın değerini anlayın. 
Hazır değer anlamak demişken, bizler birçok şeyin değerini kaybedince anlıyoruz. Yani ihtiyacımız olduğunda. Şu an dışarıya çıkmaya ihtiyaç duyuyorsanız havanın ve açık alanların değerini anladınız demektir. Paraya ihtiyacınız arttığında işe yüklediğiniz anlam da değişiyor ya da görüşemediğiniz komşularımızın. 

Bir durum daha var ki o da sağlık çalışanlarının değeri. Hekimlerimiz, hemşireler, sağlık memurları, biyologlar... Saymadığım belki bir çok meslek mensubu. Bu zamana kadar şiddetten tutun da meslekten ihraç ya da mezunların açıkta kalması, kontenjan yetersizliği gibi çeşitli problemlerle karşı karşıya kaldılar çünkü o sırada onlara ihtiyacımız yoktu. Şimdi her gün akşam dokuzda alkışlasak motivasyondan başka ne işe yarıyor.

Peki ruh sağlığı çalışanları? Psikologlar? Toplumun karşı karşıya kaldığı travmatik süreçlerde, ilerleyen dönemde daha büyük sorunlarla yüzleşmemek için zamanında müdahale yapılması gerekmektedir. Ancak biliyorsunuz ki hala psikologların kendilerine ait bir yasa düzenlemeleri yok. Bunun gibi onlarca faktör sayabilirim aslında...

Ve ne acı ki şu an değerini anlamak zorunda kalacağımız birçok unsurla aynı anda ilgilenmek durumunda kaldık.  Umarım tüm bunlar biter ve biz o noktada almamız gereken derslerin üzerine oturup düşünüp yollar geliştirebiliriz.