ESEN’DEN “SÜSLÜ” LAFLAR..

Seçim sonuçlarını ve çalışmalarını değerlendirmek üzere toplanan CHP Antalya İl Danışma Kurulu’nda konuşan İl Başkanı Semih Esen şöyle demiş:

“CHP, sadece bir siyasi parti değildir..”

Peki nedir?

Anlatmış:

“CHP, milletin kurtuluşu ve yükselmesi için kanlarını, canlarını veren, onurlu insanların bulunduğu, Anadolu devrimini gerçekleştirenlerin ve milletin kötü kaderini değiştiren insanların kurduğu bir harekettir..”

Merak ediyorum;

Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra kurulan ve sonra kapatılan “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”nda..

 1946 seçimlerinde CHP ile yarışan “Demokrat Parti”de..

1950 yılında CHP ve DP’yle birlikte seçimlere katılan ve 1 milletvekili çıkaran “Millet Partisi”nde..

“Milletin kurtuluşu ve yükselmesi için kanlarını, canlarını veren, Anadolu devrimini gerçekleştiren ve milletin kötü kaderini değiştiren onurlu insanlar” yok muydu acaba?

Bir tek CHP’de mi vardı?

Esen “süslü” laflar ederken, bu ülke için canını-kanını akıtanlara da haksızlık etmemeli..

PARTİLİ GAZETECİ OLUR MU?

Dün Çağlayan Spor Salonu’nda toplantı yapılırken gazeteci-yazar adaşım Ali Buldu, sosyal medyada bir cümle paylaştı..

Şöyle diyordu:

“Şu anda CHP’nin toplantısı basına kapalı olarak sürüyor.. Ve benim dışımda bütün gazeteciler içeride..”

Belediye meclisi üyesi, belediye başkanı aday adayı veya adayı, hatta seçilmiş bir çok gazeteci arkadaşımız “CHP’nin resmi üyesi”..

Ve siz bu arkadaşlarımızın hemen her gün yazılarını okuyor, “gerçekleri” onların gözüyle görüyorsunuz..

Oysa..

“Parti üyesi” olan herkes, o partinin görüşü ve ideolojisi dışında hiçbir şey söyleyemez..

O partinin doğruları –gerçekte- yanlış bile olsa “yanlış” diyemez..

Aynı şey “resmi partili gazeteciler” için de geçerlidir..

O gazeteci, “partisinin doğruları”nın dışına çıkamayacağı için, “gerçekleri” asla yazamaz, konuşamaz..

Görüşlerini benimseyebilir, ideolojisini beğenebilir, ama “parti üyesi” olması mesleği açısından sakıncalıdır..

Bu nedenle, Ali Buldu’nun “basına kapalı toplantıda benim dışımda bütün gazeteciler içeride” demesi bana çok “manidar” geldi..

Hangi partiden olursa olsun..

Sizler de, “partili gazeteci” arkadaşlarımızı okurken ve dinlerken, söylediklerini ve yazdıklarını hemen “doğru-gerçek” kabul edip, buna göre tavır almayın, başka kaynaklara da bakın bence..

CHP TABANININ EKSİĞİ

CHP’nin Danışma Kurulu toplantısı zaman zaman gergin geçmiş..

Parti üyeleri, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski başkanı ve şimdinin CHP milletvekili Mustafa Akaydın ile Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı, “ön seçimlere müdahil olduğu” gerekçesiyle sert bir dille eleştirmiş..

Bu tavır, “CHP’nin doğru yolda olduğunu” gösterir..

Ama, bana göre biraz geç kaldılar..

Çünkü, “atı alan Üsküdar’ı çoktaaan geçti” bile..

İşte CHP tabanının en büyük eksiği bu..

“İş işten geçtikten sonra” yanlışların farkına varıyorlar..

Geçtiğimiz yıl “eşini döven biri”ni, bu yıl da Ağır Ceza’da yargılanan ve hakkında bin tane “olumsuz” iddia bulunan iki kişiyi TBMM’ye gönderdiler..

Oysa seçimden önce bu kişilerin kesinlikle TBMM’ye gönderilmemesi gerektiğini “nedenleriyle birlikte” defalarca yazdık, anlattık, uyardık..

Dinleyen olmadı..

Şimdi ise, bizim yazdıklarımız bir “Danışma Kurulu” toplantısında aynen dile getiriliyor..

Bu nedenle ben, CHP’deki bu “eleştirileri” ciddiye alamıyorum..

Ve “göstermelik konuşmalar” olarak görüyorum..

Göreceksiniz..

Erken veya geç, seçim döneminde bu CHP tabanı “aynı hataları” yine yapacak..

Ve “hak etmeyen birilerini” yine TBMM’yle gönderecek..

CHP’liler böyle maalesef..

Doksan yıllık Kani, olur mu Yani?