FİBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası Avustralya'da geçtiğimiz cumartesi günü Amerika Kadın Basketbol Takımı’nın şampiyonluğuyla bitti.
Otoritelerin şans vermediği Çin geçtiğimiz yıllarda yapılan gençlik operasyonu ve sistemli çalışmasıyla Amerika ile final oynama başarısını gösterdi.
Genç Çin Kadın Basketbol Takımı zaman zaman Amerika'ya kafa tutsa da maçı 81-63 kaybetmesine rağmen büyük beğeni kazandı.
Üçüncülüğü kendi ülkesinde Avustralya, dördüncülüğü ise Kanada kazandı.
FİBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası’nda dikkat çeken önemli bir konuda ilk dört derecede hiçbir Avrupa ülkesinin olmaması.
Turnuvanın en iyilerinden seçilen ilk beşe iki Amerikalı, bir Çinli, bir Avustralyalı, bir Kanadalı kadın basketbolcu seçildi.
Dünya şampiyonasının en iyi kadın basketbolcusu da Amerikalı Wilson oldu.
Bu şampiyonada geçen hafta dikkat çektiğim bir konu karşımıza çıktı. O konu da kadın milli basketbol takımlarımızın ve kadın basketbol lig takımlarımızın baş antrenörlüklerinde hiçbir Türk kadının olmamasıydı.
Oysa bu dünya şampiyonasında ilk dörde giren takımlarının hepsinin de baş antrenörleri kadındı.
Bu konu üzerinde özenle durulmalı.
Burada üzücü olan kadın milli basketbol takımımızın olmamasının yanı sıra bunun nedenlerinin araştırılmaması.
Sebeplerin başında genel bir basketbol sistemimizin olmaması ve kadın A milli takımımız başta olmak üzere, bütün yaş gruplarında çalıştırıcıların seçimlerinin duygusal ağırlıklı olması.
A milli ve alt yapı milli takım seçimlerinin adaletli ve daha radikal yapılmaması.
Küçük yaştaki basketbolcularımızın gelişmesi üzerine yapılması gereken çalışmalar yerine birçok antrenörün eksik bilgili olmalarının yanı sıra, yarışmacı takım antrenmanlarıyla gelişimlerini tamamlayamamasından kaynaklanıyor.
Tabii ki beslenme ve diğer yan etkenlerin de eksik olması bizi kalıcı başarılardan uzak tutuyor.
Basketbol federasyonu ya da bazı kulüpler bu konular açılınca hemen savunma mekanizmasını devreye sokarak kendilerini aklama çabası içine giriveriyorlar.
Eleştirileri kendilerine hakaret sayan zihniyettekiler bu dünya kupasını hiç olmazsa televizyonlarından izleselerdi aradaki her türlü farkı görürlerdi ama ne kadar uygulamaya koyarlardı. Gerçi o da ayrı bir konu.
Basketbolumuzun ülkemiz çocuklarının kaliteli ve doğru eğitimleriyle olacağı gerçeğinin anlaşılmasıyla olacağı unutulmamalı.
Gönlünüz dostluk ve basketbol dolsun.