MEHDİ FELEK isimli bir okuyucumdan, hem Emniyet Müdürü’ne, hem de Büyükşehir Başkanı’na bir mesaj var..
“Kent içindeki trafik denetimi ve aktarmalı ulaşım”la ilgili sıkıntıları herkesi ilgilendiriyor..
Önce bir okuyun isterseniz..


Ali bey,
Ben çok dertli bir vatandaş olarak trafikten yakınacam, toplu taşımadan yakınacam.. 
Ne olur, bizim gibi vatandaşlara yardımcı olursanız sevinirim.. 
Öncelikle Antalya’da Emniyet Müdürü ve Trafik Denetleme Müdürü var mı, bunu merak etmekteyiz..
Bu il güya turizmin başkenti..
Hiçbir trafik denetimi olmaz mı?
Bunlar ancak kendilerini kandırırlar.. 
Ne bir park denetimi var, ne ters yön çalışan trafikle ilgili denetim var.. 
Bırakın sokak aralarını ya da caddeleri, bulvarlarda bile adam yanyana 3 sıra park ediyor, bunu gören bir tane trafik polisi yok.. 
Görürse de sadece,  “lütfen aracınızı bulunduğu yerden kaldırın” diye anons ediyor, o kadar..
Adam suç işlemiş, polis adama ricada bulunuyor.. 
Bu nasıl bir uygulamadır? 
“Toplu ulaşım”a gelince..
Ben Antkoop’lar civarında oturuyorum.. 
Aktarmasız ulaşım tarih oldu, ama bizim semtten Lara’ya araç yok.. 
Aktarma yapmak zorundasınız.. 
Ve bu semtten Yener Ulusoy Bulvarı’na da gidilemiyor..
Çünkü, yine aktarma yapmak zorundasınız..
Bu ‘aktarmalı ulaşım’ nasıl oldu da tarih oldu, bunu birisi anlatsın lütfen..


Emniyet ve Büyükşehir, bu sorulara cevap vermeli ve gereğini yapmalı..
Çünkü, anlatılanlar Antalya’nın genel bir sorunu..


‘O KAFA’ hiç değişmiyor..
Efendim neymiş?
ISİD’in elindeki rehinelerin kurtarılması madem bu kadar basitmiş, o halde niye aylarca beklenmiş?
Hükümet, vatandaşın aklıyla alay ediyor, zekasıyla dalga geçiyormuş..
Bakın, “o kafa” hiç değişiyor mu?
Hükümet muhalifi olunca, “başarılmış, sonu güzel bitmiş bir olay” bile işte böyle sulandırılıyor..


“O kafa”lara diyeceğim o ki:
Sorunu “bu kadar kolay halledebilmek” kimsenin kılına zarar gelmeden kurtarabilmek için beklemiş olamazlar mı?
Ayrıca..
O 45 rehineyi “ellerini-kollarını sallayarak alıp getirme”nin pek de kolay olduğunu hiç sanmıyorum..
Bunun, halkın zekasıyla ya da duygularıyla veya aklıyla oynanmasıyla bir ilgisi asla olamaz..
Çünkü..
Günümüzde hiçbir şey, “göründüğü gibi değil” artık..
Ne yaparsanız yapın, işler çok fazla karmaşık ilişkilerle yürüyor..
Eskiden bir mahallemizi, en çok kentimizi bilirdik..
Şimdi Papua Yeni Gine bile “mahallemiz” haline geldi..
Dünyanın bu kadar çok değiştiği ve küçüldüğü bir alemde hiçbir şey “kolay değil”..
At gözlüklerini çıkarın artık gözünüzden..
Muhalifler, muhalefet yaparken bile vatandaşın aklıyla alay ediyor olmasın?