Ev fiyatlarının düşüp düşmeyeceği bir kenara dursun, artık her gün kiracı-ev sahibi arasında yaşanan tartışmaların ölümle sonuçlandığına şahit oluyoruz. Ve sanki bu bizim ülkemizin sorunu değil de başka bir ülkenin sorunuymuş gibi gündemde dahi tutulmuyor. 

Ya bu durum birilerinin canını sıkıyor ve kişisel menfaatlerinin önüne geçmiyor ya da kulak kapayıp yaşananları umursamıyor. Ülkede ise her göze bir kez olsun batan çapak gibi mülteci sorunu olduğunu görüyorlar. 

Bu sorunun ana kaynağı ülkenin yetersiz imkanlara sahip olması değil, mülteci ve işgalci sayısının kabul edilebilir orandan yüksek olmasıydı. Buyurun gelin ev fiyatlarına yansıyan bu durumu iki farklı açıdan ele alalım. 

  1. 10 yıl önce aylık üretilen ev sayısı 1000 olsun. 

Talep edilen ev sayısı 1100’dü. Güncel maliyetlerin yükselmesiyle birlikte geçici süreliğine durağan bir döneme giren gayrimenkul sektörü, ev üretemez ve talebe yetişemez duruma geldi. Çünkü planlanan ve harcanan gider maliyeti birbirini tutmuyor. 

  1. Günümüzde üretilen aylık ev sayısı 5000 olsun. 

 

Talep edilen ev sayısı ise 15.000 düzeylerine geldi. Ve her ay vatan toprağına giren işgalci sayısı arttığı için maalesef benim de beklediğim emlak sektöründeki “parasal sıkılaştırma” durumunun ertelenmesine neden oluyor. (Bununla ilgili yazılarımı okuyarak daha net anlayabilirsiniz.) 

 

Tam bu noktada insanlar fiyatların düşmesini beklerken –ben de onlardan biriyim- arz-talep dengesinin şaşmasından kaynaklı, farklı ülkelerden gelen işgalci, mülteci vb. kişilere verilmesi gibi durumlardan sebebiyetle bir türlü düşmüyor. 

 

Konut fiyatlarına bir de enflasyon eklenince satışlar azalıyor ancak fiyatlar yükselmeyi bir nebze durdurup, satış azalmasına neden oluyor. Elinde boş gayrimenkul olan dahi başkasına vermeyi veya değerlendirmeyi bile düşünmüyor. 

 

Zamanında çevredeki insanlara ev alın diye diye yalvarmıştım ve birkaç kişi ev sahibi olmuştu. Zorla ev alın dedik ya adamlara. Kiracılık zor… Ayın başı hemen gelir ev sahibi kapıya dayanır. Ev sahibi olunca gerekirse soğan kırar oturur yersin. Ev sahibin olunca ise bu günlerde gördüğümüz gibi kiracının kafasını kırıp, yemeye çalışanlar görüyorsunuz. 

Ez cümle geleceğim nokta ise alımlar durmadan, emlak piyasasındaki bu trend son bulmayacaktır.