Hanginiz psikopat bir çocuk yetiştirmek ister ya da hanginiz ben böyle bir çocuk yetiştirmedim bu da nasıl bir saçmalık diye içinden geçirdi? Ülkemizde ciddi bir anne-baba sorunu var. Zamanındaki yokluğun dönemsel varlıklarla eşleştirmek için yırtınıyorlar resmen. 

Nereden bu kanıya vardın hocam sende derseniz iyi dinleyin derim: 

Bir gün klinikte akşamüzeri ilk seansını almış ailenin 4-4,5 yaşlarında bir çocukla geldiğini gördüm. Anne ile birlikte gelmiş. Oyun Terapi odasına aldım çocuğumuzu anneyi de hemen odama çağırdım. Henüz çocuğu görmeden önce olası sorunların neler olduğunu duymak hem de ailenin yaklaşım ve bilgi düzeyi hakkında fikir sahibi olmak için anne ile görüştüm. Baba nerede değil mi? Aynı koltukta oturuyoruz bu soruyu soran olduysa. 

Çok geçmeden anneden müsaade istedim. Yan odada çocuğumuz oyun oynuyor. İlk aldığı oyuncak ya çok iyi bildiği, tanıdığı bir oyuncaktır ya da hep ilgi duyup alamadığı. Yavru kanguru ile anne kanguruyu almış. Bir süre hem çocuğu gözlemledim hem de yanıt almaya çalıştım bazı sorularla. Ardından odama doğru annenin yanına geçtim. 

4-4,5 yaşlarındaki çocuğumuzun istekleri sihirli lambadaki cin gibi hemen yerine getirilmiş. Bu yetmez gibi bir de şikayetleri hemen çözülmüş. Ailemiz bununla da yetinmemiş tam çocuğumuz bir şey denerken daha kolay ulaşsın diye hemen onu uğraştığı şeye eriştirmiş. Hatta şöyle bir benzetme yerinde olacaktır: 

“Benim hayalini kurduğum şeyler 4,5 yaşındaki çocuğun sıradanı haline gelmiş.” Bu bir çocuk yetiştirme yöntemi değildir. Bu kuşaklar arasındaki anlamsız uzaklaşmayı körükler. Hoş geldin Psikopat Bebek! 

 

Bir Psikopat Yetiştirme Basamakları 

Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başlayın! Ve sonrasında herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanan harika bir insan(!) olacaktır. 

Kötü sözler söylediği zaman gülücükler saçın! Böylece o kendisini akıllı olarak nitelendirip çevresini aşağılayacaktır. 

Beynini aktif hale getirmeyi, düşünmeyi ve mantığını kullanmayı hiç öğretmeyin! Yetişkin olduğunda kendi kararlarını, kendisi versin diye bekleyin!  

Kendinizi bir süpürge ilan edin; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini… Her şeyini toplayın. Onun için her şeyi siz yapın ki o, bütün sorumluluklarını ve kötü sonuçları başkalarına yüklemeye alışsın! 

Onun gözünün önünde sık sık ringe çıkan boksörler gibi olun. Aileniz bir gün dağılırsa çok fazla üzülmesin minnoş çocuğumuz. 

Ona istediği kadar harçlık verin, altından uzay mekiği araçları eksik etmeyin ki hiçbir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin ve bunların kıymetli olduğu düşünmesin. 

Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili bütün arzularını hemen halledin ki, istediklerine ulaşmak için çaba sarf etmesi gerektiğini öğrenmesin.  

Komşulara, arkadaşlarına, öğretmenlerine karşı daima onun tarafını tutun ki, onların hepsine karşı daima haklı olduğunu düşünsün ve ön yargılı bir insan olsun. 

Bütün bunları ve benzerlerini yaparak yetiştirdiğiniz çocuğunuz bir gün suç islerse, kendisinden özür dileyin, yalvarın! Seninle ilgilenemediğim ve istediğini yapmadığım için bunlar oldu diyin. Ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığınız için kendinize teşekkür plaketi vermeyi de ihmal etmeyin! 

Eveeeet, gördüğünüz gibi ülkemizin ihtiyacı olan bu çocuklardan neredeyse yok denecek kadar az var. Hızlıca bir el atarak bu sorunu kökünden çözmenizi bekliyorum saygıdeğer anne-babalar.  

Unutmayın; Bugün şikayet ettiğiniz şey şükrettiğinize; şükrettiğiniz şeyler şikayet ettiğiniz şeylere dönüşebilir. 

Bu yazıyı yazmamda emeği geçen ve ön ayak olan değerli hocam Prof. Dr. Bengi Semerci’ye de alanımıza kattığı değer için ayrıca teşekkür etmek isterim.