Bir olaya, bir insana, bir konuya “nereden ve nasıl baktığınız” çok önemlidir..
“Kötü” bakarsanız hep kötü taraflarını, “iyi” bakarsanız iyi taraflarını görürsünüz..
Aslolan. “objektif” bakmaktır..
Ama..
Maalesef, ülkemizde “objektif” bakabilen/olabilen “çok çok çok az insan” kaldı..
…
Bugün sizlere Antalya ve Türkiye açısından son derece önemli olan EXPO’2016 Fuarı’yla ilgili olarak her iki bakışın birer örneğini vereceğim..
Bakalım ne hissedeceksiniz..
…
“ANTALYA EXPO'DA BÜYÜK FİYASKO”
Bunu söyleyen, yazar Mehmet Talay..
“Kötü” bakmış, kötü taraflarını yazmış..
Diyor ki:
“Büyük beklentiler ve umutlarla çıkılan EXPO yolculuğu ne yazık ki bekleneni veremediği gibi taşıdığı birçok soruyla da kamuoyunda beklenen ilgiyi göremedi..
Yatırım maliyetinin hala bilinmeyişi, katılım için yapılan uluslararası ilişkilerin ne olduğunun açıklanmamış olması, dünyada ve Türkiye’de tanıtımın nasıl ve kimlere yaptırıldığının, yapılan tanıtım çalışmalarında ne kadar para harcandığının, EXPO Ajansında şimdiye dek kimlerin istihdam edildiğinin ve bu istihdamlarda kimlerin aracı olduğunun açıklanmayışı gibi daha birçok soru karşılığını bulamamıştır..
100 ülkenin katılımı sağlanacak sloganıyla yola çıkılmış, katılım olmayınca ‘üste para vererek’ çağırılmasına rağmen 20 ülkeye fit olunmuştur.
Antalya’nın çehresi değiştirilecek denilmiştir ama bırakın Antalya’nın, EXPO alanının kurulduğu Aksu ilçesinin tek çatısı bile değiştirilememiştir.
İşin özeti şu: Kardeş, ne yapalım turist gelmiyor, hiç olmazsa yerli halka şirketler üzerinden bedava bilet dağıttırarak sonra ‘gördünüz mü, milyonlarca ziyaretçi geldi EXPO’ya’ diyerek zevahiri kurtaracağız…
Yazık bu ülkeye…”
…
“İKİNCİ TÜRK MUCİZESİDİR BU”
Kendini, “İmamı’ı Muhtazam Çağlayan” olarak niteleyen ve iyi bir Antalya/Türkiye aşığı olan Ziraat Yüksek Mühendisi Mustafa Şerafettin Çağlayan da EXPO’2016’yı, “ikinci Türk mucizesi” olarak yorumluyor..
O da “iyi” bakmış, iyi taraflarını görmüş..
Ve şöyle bir yazı göndermiş bana:
“Birinci Türk mucizesi, Çanakkale zaferidir..
Küllerinden doğacak Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıcıdır..
Bu mucize, bağımsızlığın temeli olan iman gücünün de bir göstergesiydi..
Bir yüzyıl sonra, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının açtığı o yoldan, ‘örnek insan’ olarak Mandela geldi-geçti..
Kara tenli insanın, kara lekesini temizledi dünyadan..
Kaddafi umuttu, ama tek dişi kalmış canavar Kaddafi’yi kalleşçe bitirdi..
Ülkemizdeki ikinci mucize, EXPO’2016 Fuarı’dır..
EXPO’2016 yeni bir bayrak olarak ‘egemenlerin’ dışında Türkiye’de dalgalanmaya başladı..
EXPO’2016, dünyaya bir meydan okumadır, bir yeniden var olma harekatıdır..
EXPO’2016, mazlum ülkelerin ve halkların umudu olarak meydandadır..
Bu meydan savaşında top , tüfek , bomba yok..
Burada inanç, dayanışma, katılım var..
EXPO 2016 aklı, fikri, amacı, projesi, stratejisi ile ve büyük beklentiler içinde 23 Nisan’da açıldı..
Hemen akılsızlar, ‘fiyasko oldu, hazırlıksız yakalandılar, beceremediler, paraları yediler-bitirdiler’ diye car car ötmeye başladılar..
Onlara diyorum ki; ‘ey akıl, izan, irfan sahibi olanlar, bu dilli/zilli şeytanları dinlemeyin..
EXPO 2016’ya gidin, iyi bir bakın..
Orada, bize ‘kurtarıcı’ gibi bakan, bize umut bağlayan bir kıtayı göreceksiniz..
Sömürülmüş, köleleştirilmiş, gaflet ve ihanet ile harcanmış Senegal , Gine , Fil Dişi Sahili gibi onlarca Afrika devletinin temsilcileri, ‘bizim umudumuz barış yoludur.. Bu anlayışla kardeşçe bize destek veren, yardımda bulunan tek ülke Türkiye’dir.. Yaşasın Türkiye’ diyorlar..
1915’teki Çanakkale Cephesi vardı, şimdi ise Kızıl Deniz, Akdeniz cephesi açılıyor..
‘Çiçek ve Çocuk’ temalı EXPO 2016’da çiçek ‘sevgi’nin , çocuk ise ‘geleceğin’ sembolüdür..
Çiçek ve çocuklarla barış, huzur, güven ve refah ortamına el ele, yürek yüreğe, haydin evel Allah ‘yeni dünya nizamına…”
…
Şimdi gözlerinizi kapayıp kendinizi şöyle bir yoklamanızı istiyorum..
İki ayrı görüşü de okudunuz..
Sizce, EXPO’2016’ya hangisinin gözüyle bakmalı?