Deprem sadece afetin olduğu bölgede değil tüm ülkemizde fiziki ve psikoloji yıkımlar yaptı.

Tüm ülke olarak toparlanma sürecine girildi bütün ülke insanımız buna var gücüyle katkı yaptı yapmaya da devam ediyor.

Deprem bölgesi ve deprem bölgesine gerek kan bağlarıyla gerekse kalben bağlı herkes yeniden ayağa kalkmaya çaba sarfediyor, destek veriyor.

Özellikle de kaıdnlar bu çabada ön plâna çıkıyor, bazı hemcinsleri kariyerlerine ve mesleki başarılarına rağmen bocalarken etraflarındaki fırsatçıların yörüngesine giren ya da girmek üzere olan ya da teğet geçenleri silkinmelerine örnek olacak şekilde kendilerine gelmelerini sağlayacak işler yapan kadınlar var.

Geçen çarşamba bu kadınlardan ikisini tanıma fırsatı buldum bunlar, ressam İpek Mürseloğlu ve ünlü mutfak şefi Aylin Yazıcıoğlu.

İkisi de deprem bölgesi ve Hatay'ın acılarını ve bu acıların nasıl giderileceğini ve Hatay'ın güzelliklerinden güzel ve güzel kalpli insanlarından ve onların emek vererek marka yaptığı ürünlerden bahsettiler.

Hatay'a ait değişik tatta ve değişik pişirilen markalaşmış ama depremde iş yeri yıkılmış yok olmuş.

"Can Yayla" ayrı bir lezzet olan kahveyi anlatırlarken gözyaşlarıyla bile vakur duruşları beni etkiledi.

Ünlü şef Aylin Yazıcıoğlu ise Hatay lezzetlerini sunarken Hatay'da yetişen tarımsal ürünlerle sunmalarının değerini anlatırken hüznü heyecanına karıştı.

Ressam İpek Mürseloğlu yaptığı resimlerde deve kuşlarını kendisine konu yapmış ve deve kuşlarının kafalarını kuma gömmelerinden rahatsız olmuş ve resimlerde deve kuşlarının kafalarını yukarı kaldırma tasvirini uygulamaya çalışmasıyla topluma mesaj veriyor.

Şef Aylin Yazıcıoğlu ise Hatay'ın narenciyede ne kadar verimli olduğunu anlatırken meşhur "Arsuz" limonunun lezzetini adeta yaşayarak anlattı.

Gerek Mürseloğlu gerekse Yazıcıoğlu akıllı güçlü eğitimli eğilmeyen kadın modeli çizerken hemcinslerinin de kendileri gibi yürekli olmalarına değindiler.

Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturmasına rağmen kadınlar hep aşağıda tutulmaya çalışıyor, eğitimsiz ve kendine güvensiz bırakılıyor, bazı eğitimli kadınlar da kendisini bir başkasının etkisi haline getiriyor. Bu çok içler acısı, eğitimli kariyerli bir kadının birisinin etkisiyle maddi manevi teslimiyeti günümüzde kabul edilemez.

Bu durumda olan mesleki kariyerli kadınların özgüvenlerinde sıkıntı yaratanlardan kurtulması, silkinmesiyle olacaktır.

Böyle kariyerli kadınlar ve tabii ki tüm kadınlar unutmamalıdır ki dünyanın ilk üniversitesi olan "Karaviyyin Medresesi"ni ezber bozan kadın olarak bilinen "Fatma El- Fihri" kurmuştur.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından dünyadaki ilk üniversite olarak kabul edildi.

859 yılında Fas krallığında ilim ve bilim kadını 'Fatma El - Fihri" tarafından dil, din, ırk gözetmeksizin eğitime açıldı.

Bazı felaket ve acılarda kendilerinin bu durumundan faydalanmak isteyenlere savrulmaları için özgüven kaybına uğratılmalarına hayır deyip silkinip akıllarını kullanarak tekrar aileleri ve evlatlarıyla ayağa kalkmaları ileride pişman olacakları adımlardan uzaklaşmalarıyla olacaktır.

Özgüvenleri ve mesleki kariyerlerini hatırlamaları kendilerini dönülmez yollara sürüklemeye çalışanlara hayır diyerek olacaktır.

Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.