Evet olur…

Soğuk savaş yıllarında Müslüman coğrafyasının yaklaşık üçte ikisi kendini sosyalist olarak kabul ediyordu…

Filistin başta olmak üzere, Mısır, Irak, Suriye ve bazı Afrika ülkelerinin iktidarları da sosyalist yönetim modeline yakın bir uygulama yapıyorlardı.

SSCB’nin yıkılmasından sonra Müslüman Coğrafyasında ABD’nin gayretleriyle bu ülkelerdeki sosyalist iktidarlar birer birer yıkıldı ve bugün batı dünyasını tehdit eden selefi yapılanmalar gerçekleştirildi.

Ancak kapitalist sistemin sömürü düzeni, kendinden olmayanı ötekileştirmesi, yoksul ülke ve insanları sisteminin birer aparatı olarak kullanması Müslüman dünyada sol düşüncenin ötekiler arasında yaşamasını sağlamıştır.

Nitekim o insanlardan biri olan ve yoksulların, ötekileştirilenlerin ve Müslümanların desteği ile New York’un yeni belediye başkanı olan Mamdani, zafer konuşmasında şöyle dedi:

“Sayın Trump, birimize ulaşmak için hepimizi aşmanız gerekir…”

Bu sözlerle kendisini Müslüman sosyalist olarak niteleyen Mamdani’nin dünyadaki tüm siyasi liderlere çok önemli bir mesaj verdiğini düşünüyorum…

Çok farklı siyasi kulvarlarda olanların birbirlerini anlamaları için “kendilerini aşması” gerektiğini ifade ediyor…

Ülkesinin birliği ve insanlarının huzuru, refahı ve gelecek kaygısı olmadan yaşayabilmeleri için birbirlerine tuzak kurmadan, manipüle etmeden, karşısındakilerin ne dediklerini ne yapmak istediklerini dikkatle izlemesi gerekir.

Daha da önemlisi, bu dikkatle izlemenin nesnel olabilmesi için kendini aşan bir özveriye, ahlak anlayışına sahip bir kişilik içinde olması son derece önemlidir.

Böyle bir anlayışın olduğu ülkede öncelikle “ırkçılık- şovenizm- saplantılı ideolojiler” geçer akçe olmazlar, tıpkı İskandinav ülkelerinde olduğu gibi…

İktidar olabilmek için toplumda pek itibar görmeyen saplantılı gerici- faşist ideolojileri çeşitli yayınlarla enjekte ederek “sanki toplumsal talep varmış” gibi göstermek ve karşısında kalanlara ulaşmayı gerekli görmeyerek ötekileştirmeyi seçen siyasetler o ülke için son derece tehlikeli ve sorunludur…

Gerici ve faşist bir kimliği ve düşüncesi olan Trump’a seslenen Müslüman sosyalist Mamdani, kendini aş ve bizim ne dediğimize kulak ver ve bize ulaş, bizi ötekileştirme böylece ülkemizi birlikte en iyi şekilde yönetebiliriz, yoksulluğumuzu, ötekileştirdiklerinizin ne düşündüğünü böylece anlayabilirsin, diyor…

Bu bir demokrasi dersi olduğu gibi, aynı zamanda demokrasi çağrısıdır…

Ve Türkiye’de böyle bir çağrıya muhtaçtır…

102 yıllık cumhuriyet tarihimiz hep ötekileştirmelerle doludur…

Ve bu 102 yıllık tarihte devlet hep öteki olanları kendine benzetmeye çabalamış, ötekiler de direnmiş…

Ne iktidarlar ve devlet ne de öteki olanlar birbirlerini dinlememiş hep birbirlerine karşı direnme içinde olmuşlar…

Bu direnişler kimi zamanlar toplumsal travmalara yol açan katliamlara sahne olmuş…

Yaşanan bu acılar da toplumsal fay hatlarını yaratmış…

Yahudileri ötekileştirmişiz…

Ermenileri ötekileştirmişiz…

Kürtleri ötekileştirmişiz…

Alevileri ötekileştirmişiz…

Ve hatta Sünni Müslümanları ötekileştirmişiz…

Ve bu ötekiler ne diyor ne istiyor diye kendini aşan bir anlayış hiç olmamış iktidarlarda…

Şimdi bir fırsat var ülkemizin geleceği ve toplumsal barış için…

İlk kez devlet ve iktidar “Kürtler ne diyor ne istiyor” diyerek kulak kabartmış ve barışın sağlanması, Kürtlerin öteki olmaktan çıkarılması için bir çaba harcanıyor…

İnanın bu çaba çok kıymetli…