Türkiye eğitim tarihinde sessiz ama çok büyük bir kırılma yaşanıyor. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’un açıklaması aslında her şeyi özetliyor:

“Yapay zekâ ile hazırlanan sorular, hocalarımızın onayından geçti ve güvenlik testlerini tam notla tamamladı.”

Bu cümle, sadece bir sistem değişikliği değil; sınav kültürünün tamamen yenilendiğinin işareti.

Matbaadan buluta: Yeni dönem

Bir dönemin klasik manzarası artık tarih oluyor:
Soru yazarlarının haftalarca izole çalıştığı, matbaanın kapılarının kilitli olduğu o dönem bitti.

Yerine artık şöyle bir düzen geldi:

Sorular yapay zekâ tarafından saniyeler içinde üretiliyor,

Zorluk seviyesi otomatik ayarlanıyor,

İnsan hatası büyük ölçüde azalıyor,

Bir sınav kitapçığı aylar yerine haftalar içinde tamamlanıyor.

Kısacası, süreç hem hızlandı hem de daha standart hale geldi.

Güvenlik tartışmaları bitmiyor

Elbette en büyük soru işareti güvenlik.

ÖSYM “sorular şifrelenmiş bulutta üretiliyor” dese de, insan faktörü hâlâ denklemde.
Son kararı veren yine bir akademisyen…
Dolayısıyla tüm teknolojiye rağmen risk tam anlamıyla sıfırlanmış değil.

Öğrenciler için yeni gerçeklik

Bu değişimden en çok etkilenen kesim ise öğrenciler.
Çünkü yapay zekâ soruları daha çok yorumlama ve analiz üzerine kuruyor.
“Ezber” dönemi artık geride kalıyor.

Sosyal medyanın hızlı tepkisi

Tahmin edileceği gibi, sosyal medya bu konuyu mizahla karşıladı:

“AI soru yazıyor ama tezde hâlâ kabul etmiyorlar.”

“2025’i AI yazdı, sınavları da o yapsın bari.”

Eleştiriler bazen komik, bazen ciddi… Ama her biri bu dönüşümün toplumda büyük bir merak uyandırdığını gösteriyor.

ÖSYM’nin atılımı, yalnızca teknoloji kullanımı değil; adalet arayışında yeni bir araç.
Elbette tartışmalar bitmeyecek, riskler de hiç kaybolmayacak.

Ama şu kesin, geleceğin sınavlarını artık sadece insanlar değil, algoritmalar da şekillendiriyor.
Ve bu yeni düzene en hızlı uyum sağlayan, yarışı önde götürecek.