Uluslararası Para Fonu (IMF), yani ABD’nin “silahsız kuvvetleri”..

Türkiye ile ilgili bir rapor hazırlamış..

Bizi uyarıyor:

1- Türkiye’de ekonomik dengesizlikler büyüme potansiyelinizi sınırlandırıyor..

2- Enflasyon da otoritelerin hedeflerinin "çok üzerinde seyrediyor”..

Ardından da “ahkam” kesiyor:

“Ekonomideki dengesizlikler, öncelikle tasarrufların artırılmasıyla giderilebilir..

Rekabet gücü ve üretim artırılmalıdır..

Bu nedenle..

Dikkatlice sıralanmış makroekonomik politikalar ve yapısal reformlar yapılmalıdır..”

Raporun özeti bu..

Okuduğunuzda, “evet yahu, bak adamlar çok iyi tespitler yapmış, gayet güzel önerilerde de bulunuyorlar, inşallah bunları yaparız” diyorsunuz..

Ama..

Konu IMF olunca, öküzün altında bile buzağı aramak zorundasınız..

Çünkü..

1960 ihtilalinden sonra, İsmet İnönü’yü ikna ederek girdikleri Türkiye’de, 40 küsür yıl ekonomimizin ve siyasi yapımızın anasını bellediler..

Stand-by anlaşmaları..

Borç vererek ortaya koydukları ekonomi reçeteleri..

Makro-mikro ekonomi politikaları..

Siyasete müdahaleler..

Derken, Türkiye’yi 70 cent’e bile muhtaç ettirdiler..

Eğer bugün Türkiye, hala “parada-sanayide-tarımda” ekonomik sistemlerini sağlıklı bir şekilde kuramadıysa, iç ve dış borçlanmamız giderek artmışsa, bunun en büyük sebebi , “IMF’in Türkiye’ye dayattığı ve uygulattığı ekonomik programlar”dır..

Yalnız bizde değil..

Dünyada IMF’nin el attığı bütün ülkelerin ekonomisi batma-bitme noktasına gelmiştir..

IMF’nin tarihinde, ekonomisini düzelttiği bir tek ülke yoktur..

IMF’nin el attığı bütün ülkelerin;

- Borcu katlanarak artmış..

- Finans kaynakları yabancı şirketlerin kontrolü altına girmiş..

- Gelir-gider dengesi iyice bozulmuş..

- Vatandaşların arasındaki gelir dağılımı adaletsizliği artmış..

Yani..

IMF, “ekonominizi düzelteceğim” diye girdiği her ülkenin ekonomisini perişan etmiş..

Bizde çoğu kişi, “kardeşim adamlar zorla mı borç veriyor, almayalım” gibi laflar eder..

Evet, zorla veriyorlar..

Eline geçirmek istediği ülkenin yöneticilerini Bizans oyunlarıyla ikna ediyorlar maalesef..

Bir kere girdi mi yetiyor..

O ülkeye yerleşiyor ve bir daha da gitmiyor..

IMF’ye karşı uyanan ve ülkesinden kovan ilk ülke Rusya olmuştu..

Putin, aldığı kararla IMF’ye, “ülkemden elini çek kardeşim” diyerek kovmuş ve bütün dünyayı şaşkına uğratmıştı..

Çünkü, IMF’ye git demek için “mangal gibi yürek” isterdi..

Putin bunu yaptı..

Ardından 2007 yılında da Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Ak Parti hükümeti IMF’yi ülkemizden kovdu..

İşte o günden itibaren Türkiye, “kendi ekonomi politikalarını” hazırladı, uygulamaya başladı..

Eksiği ve yanlışı varsa, bazı şeylerin yıkılıp yeniden yapılıyor olmasındandır..

Eksjiği-yanlışı da olsa, nihayetinde kendi sistemimizdir..

Zamanla oturturuz ve yavaş yavaş oturtuyoruz da..

IMF’ye son borcunu 14 Mayıs 2013'te ödeyen Türkiye, şu anda fona 5 milyar dolar da borç verdi..

Sırf bununu için bile bu ülke, Ak Parti hükümetine (ama özellikle Recep Tayyip Erdoğan’a) minnet duymalıdır..

Son yıllarda IMF bitme noktasına geldi..

İşte bu IMF şimdi çıkmış, Türkiye’ye “şunu yanlış yapıyorsun, şöyle yap” diyerek akıl vermeye çalışıyor..

Umarım Başbakan Ahmet Davutoğlu da Erdoğan’ın yolundan gider ve Türkiye’ye IMF’yi bulaştırmaz..

Umarım..