Aydın'ın FETÖ/PDY'den temizlenmesi amacıyla Söke'den Didim'e yaptığı yürüyüşle gündeme gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu, CHP'den kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi..
“İhraç istemi”nin sebebi ne?
Abisi “Kemal”i eleştirmek..
Eleştirdiği Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kendisi için“ihraç edin” talimatı verildiğini öğrenen Celal Kılıçdaroğlu bunun üzerine yazılı kısa açıklamasının sonunda şöyle dedi:
”Disiplin kurulu üyeleri boşuna zahmet etmesinler.. Bu dakikadan sonra zaten CHP’de kalmam, ben istifa ediyorum.. Kamuoyuna saygıyla duyurulur..”
…
Bu habere Yüksel Dama isimli vatandaşımız şu yorumu yapmış:
“Kılıçtaroğlu düşünce özgürlüğünden bahsedemez artık.. CHP’lilerin, ‘düşünce özgürlüğüne saygılıyız’ deme hakları yok artık.. İşte buna diktatörlük denir..”
Haksız mı?
…
İŞTE ÇİFTE STANDART BU
Aynı olayın bir başka cenahına geçiyorum..
Abi Kılıçdaroğlu’nun yerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, AA muhabirine konuyla ilgili bir açıklama yapmış..
“Celal Kılıçdaroğlu'nun söz konusu yürüyüşünün sürekli olarak Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile ilişkilendirildiğini ve bunun rahatsızlık yarattığını” söylemiş..
Ardından “kesin ihraç istemi”ne giden yolu anlatmış:
“Herkesin kendisinden sorumlu olduğunu belirten Bingöl, şöyle konuşmuş: "
“Genel Başkanımız 7 kardeşler..
Kardeşlerden bir tanesinin farklı bir tutumu var..
Bu, Genel Başkanı çok bağlamaz..
Başka siyasetçinin kardeşinin ya da bir aile bireyinin yaptığı olumsuzluklar üzerinden bir siyasetçinin yargılanması veya onun üzerinden bir bakış açışı ile yaklaşmak son derece çirkin, ama bunu maalesef işte yapıyorlar..
Genel Başkanımızın talimatıyla Celal Kılıçdaroğlu, kesin ihraç istemiyle disipline verildi..”
…
BİNGÖL BALTAYI TAŞA VURDU
Bir balta, ancak bu kadar taşa vurulur..
Başta Kemal Kılıçdaoğlu olmak üzere bütün CHP’liler ve CHP’ye gönül verenler..
İktidar partisinin eski genel başkanını sürekli olarak oğlu, kızı ve damadı üzerinden olumsuzluklarla yaklaşıp yargılamadı mı?
Bu ülkenin Başbakanı’nı “hırsız” diyerek suçlamadı mı?
CHP’lilere böyle bir yaklaşımla bakılırsa “son derece” çirkin”..
Ama CHP’liler böyle yaklaşırsa, “hepsi çok normal”..
Olacak şey mi bu?
Koskoca anamuhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcısı’nın “mantığı” bu mu yani?
…
ATATÜRKÇÜLER ATILIYOR
Biliyorsunuz..
Celal Kılıçdaroğlu, bir süre önce Aydın'ın FETÖ/PDY'den temizlenmesi amacıyla Söke'den Didim'e yaptığı yürüyüşün ardından ölüm orucuna başlamıştı..
Abisi Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirileri nedeniyle “ölümle tehdit edildiğini” de söyledi..
Ve “eleştirdiği” abisi tarafından partiden atılması istenen Celal Kılıçdaroğlu, Tekin Bingöl’ün açıklamasının ardından yazılı bir açıklama yaptı..
Ve şunları söyledi:
“Feto’nun Didim Belediyesi ile olan ilişkisini ortaya çıkarmak için yaptığım yürüyüşten kaynaklı olarak beni kesin ihraç talebiyle disipline sevk etmişler..
Onur duydum..
Çünkü, ben mücadelemde haklıyım ve haklılığım ilerleyen günlerde ortaya çıkacaktır..
CHP Genel Merkezi, Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkan, Feto’ya ve yardakçılarına karşı duran, ülkesine, milletine, partisine bağlı olan beni disipline sevk etmiş, ancak Feto’nun belediyeler imamı olduğu kesinleşen Erkan Karaaslan ile içli dışlı olan, CHP’ye 2014 yerel seçimlerden 3 ay önce kayıt ettirilmiş olan, siyasi geçmişi belli olmayan, Fetocularla kol kola olan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ı içine sindirebilmiş..
Böyle bir kişiyi içine sindirebilen bir parti ile benim zaten işim olmaz..
Kaldı ki; CHP yönetimi Atatürk’ün fotoğrafını kaldırıp çöpe atanı değil, bunu açığa çıkaranı atıyor..
Atatürk anıtını söküp Didim Belediyesi çöplüğüne atan Deniz Atabay’ı değil, beni partiden atıyor..
Feto’nun okullarına yardım eden Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı değil, Atatürkçü vatanına milletine sadık Birgül Ayman Güler’i atıyor..
Ve daha neler neler…
Bunca olanlardan sonra aklıma gelen soru şu;
‘Acaba Genel Merkez yöneticileri beni ve Atatürkçüleri partiden atmak için talimatı Pensilvanya’dan mı alıyor?”
…
CHP CAMİASINA SORUYORUM
Merak ediyorum;
1- CHP’den istifa etmek zorunda bırakılan Celal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini “CHP camiası” biraz olsun düşünür mü acaba?
2- Hakkını savunan, bildiklerini anlatmaya çalışan, “eleştiri” hakkını kullanan birinin “kesin ihraç istemi”yle partiden atılmak istenmesi “CHP camiasını” hiç rahatsız etmiyor mu acaba?
3- CHP camiası böyle bir davranışın, vatandaş Yüksel Dama’nın dediği gibi; “diktatörlüğün dik alası” olduğunu, CHP’de özgürlükten söz edilemeyeceğini anlarlar mı acaba?
(NOT: Siyasi Partiler Yasası -bütün partiler için- işte bu nedenle değişmeli..)
4- CHP Camiası, kendi içinde bile özgürlük tanımayanların iktidara geldiklerinde bu ülke halkına özgürlük tanıyacaklarına inanıyorlar mı acaba?
5- CHP camiası, “eleştiri” bile yapılamayan bir partiye hala oy vermeye devam edecekler mi acaba?
…
Ey halkım, başka sorum yok..