En çok siyasetçilerde gördüğümüz, aslında hepimizi esir almış, ama “kurtulmanın mümkün olduğu” bir duyguya dikkatinizi çekmek istiyorum..
Nedir bu duygu?
“Çekemezlik ve kompleks” sonucu, hep birilerinin sırtına basarak veya birilerini kötüleyerek “kendine yer edinme gayreti”..
Bu duyguyla yapılmış davranışlar önce “taraftar” bulmuş gibi görünebilir..
Hatta kişiye “istediğini elde etmiş” gibi bile hissettirebilir..
Ama, bu geçicidir..
Elde ettiği makam, edindiği dost(!) çevresi, kurduğu (iyi-kötü) ilişkiler bir anda yok oluverir..
Kazandığını zannettiği şeyler elinden kayar gider..
Ve öyle bir canı yanar ki, bu, hiçbir yanmaya benzemez..
Diyelim ki siyasette bir yerlere geldiniz..
Ya da iyi bir iş buldunuz..
Veya bir STK’ya başkan oldunuz..
Yapmanız ve olmanız gereken şudur:
Öncekiler eksik yapmıştır, yanlış yapmıştır..
Olabilir..
Siz doğrusunu yapın..
İyi bir şeyler yapacaksanız..
Bunu “öncekileri kötüleyerek” başaramazsınız..
Nasıl başarırısınız?
Gerekeni gerektiği şekilde yaparak..
Eğer yaptığınız iş, kamuyu ilgilendiren bir iş ise..
Takdirini “kamuoyu”na bırakacaksınız..
“Kendinizi akıllı, alemi ahmak” görmekten vazgeçeceksiniz..
Bırakın kimin neyi nasıl yaptığının değerlendirmesini insanlar “hür” iradeleriyle yapsınlar..
Kimseyi uzun süre kandıramazsınız..
Siz bir şeyler yapın..
Öncekiler mi daha iyi yapmış, siz mi?
Ortaya çıkar nasılsa..
Herhangi bir konumda “kalıcı” olmak istiyorsanız..
Bunlara kulak verin biraz..
Benden söylemesi..
Biliyorum ki şimdi, “bu yazıda kimi hedef aldığınızı niye açıkça yazmıyorsunuz” diye soracaksınız..
Bu sorunuza, Şair Eşref’in söylediği şu sözlerle cevap vereyim:
“Bu yazdıklarım, bütün değeri düşük insanlara uygulansın, numarasız gözlük gibi kullanılsın diye isim belirtmiyorum..”
Ve inanın..
Onlar kendilerini çok iyi biliyorlar..
Aslında –çoğunu- siz de biliyorsunuz..
 
…………………………..
 
34 yıl önce “bugün”..
 
Türkiye Cumhuriyeti, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleştirdiği 12 Eylül darbesi ile (27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından) üçüncü müdahaleyi yaşadı..
1980 ihtilali ile Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu hükümet görevden alındı..
Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi..
Anayasa uygulamadan kaldırıldı..
Siyasi partiler kapatıldı, parti liderleri gözetim altında tutuldu, yargılandı..
Türk siyasetinin yeniden tasarlandığı ve yaklaşık dokuz yıl süren askeri düzende, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 517 kişiye idam cezası verildi..
O dönemde 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi..
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı..
Gazeteler 300 gün yayın yapamadı..
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı..
Bugünlerinizin ve Türk halkına bugünleri sağlayanların kıymetini iyi bilin..
Ve aranızda (hala) o günleri yaşatmak isteyenler olduğunu da unutmayın..
Aman dikkat..