Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, indirim kampanyalarının ‘fırsat’ değil, bilinçaltı manipülasyonu olduğunu söyleyerek, “Kayıt dışı kaygılarımız, kıtlık hissi ve dışlanma korkusu bizi gereksiz harcamaya itiyor. Tüketici bu süreçte mantığıyla hareket etmelidir” dedi.
Black Friday (Kara Cuma) gibi yoğun indirim dönemleri, dünyanın birçok yerinde mağazaları ve sosyal medyayı bir indirim, aciliyet ve 'kaçırılmayacak fırsatlar' fırtınasına çeviriyor. Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, bu atmosferin, firmalar tarafından bilinçli olarak kullanılan üç temel psikolojik tepkiyi tetiklediğini ve bireyleri dürtüsel alışverişe zorladığını belirtiyor. Başkan Gündüz, yaşanan bu durumun sağlıklı karar verme yeteneğini kısıtlayarak tüketici haklarının ihlali anlamına geldiğini vurguladı.
Kıtlık ve kaybetme korkusu
“Bu dönemde en sık kullanılan yöntem, ürünün veya indirimin ‘sınırlı stok’ veya ‘ilk 100 kişi’ gibi ifadelerle sunulmasıdır” diyen Başkan Gündüz, “Bu taktik, temel olarak insanlardaki kaybetme korkusunu (Loss Aversion) tetikler. Tüketici, ürüne ihtiyacı olup olmadığını düşünmek yerine, ‘Ya biterse ve bir daha bu fiyata bulamazsam?’ kaygısıyla hareket eder. Gündüz, bunun temel bir mantık hatası olduğunu; bir ürüne sahip olmamaktan duyulan kaygının, ihtiyacın kendisinden daha baskın hale geldiğini belirtti. ‘Son 3 saat’, ‘Geri sayım başladı’ gibi uyarılarla yaratılan aciliyet duygusu, tüketicinin araştırma yapma ve alternatifleri değerlendirme yeteneğini ortadan kaldırır. Bu zaman kısıtlaması, beynin mantıkla karar verme (rasyonel) kısmını devre dışı bırakıp, duygusal ve dürtüsel kısmı aktif hale getirir. Firmalar, bu sayede tüketicinin fiyat karşılaştırması yapmasını veya ürünü gerçekten isteyip istemediğini sorgulamasını engellemeyi amaçlar. Sosyal medyada sürekli paylaşılan ‘En çok satanlar’ listeleri, ünlülerin satın alma videoları ve popülerlik vurgusu, bireyde ‘herkes bu fırsattan yararlanıyor, ben geride kalıyorum’ (Fear of Missing Out - FOMO) hissini yaratır. Bu güçlü dışlanma korkusu, kişiyi toplumsal trendlere uyma baskısıyla hareket etmeye ve aslında gereksiz olan ürünleri sırf sosyal kabul görmek adına satın almaya yönlendirir” diye konuştu.
Hayat kurtaran öneriler
Başkan Neşet Gündüz, bu psikolojik tuzaklardan korunmak ve finansal sağlığı sürdürmek adına tüm tüketicilerin uygulaması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Alışverişe başlamadan önce, gerçekten elzem olan ürünlerin bir listesini hazırlayın. Alışveriş sırasında sadece bu listedeki ürünlere odaklanın ve listede olmayan hiçbir ürünü, fiyatı ne kadar indirimli olursa olsun sepetinize eklemeyin. Liste, dürtüsel harcamalara karşı bir kalkandır. İndirim döneminden en az 30 gün önce, almak istediğiniz ürünlerin fiyatlarını kontrol edin ve kaydedin. Firmaların indirimden hemen önce fiyatları yükseltme taktiği uyguladığını unutmayın. Gerçek indirimi, sahte indirimden ancak bu şekilde ayırt edebilirsiniz. Alışveriş için ayırdığınız maksimum bütçeyi netleştirin. Mümkünse alışverişinizi nakit veya banka kartınızla yapın. Kredi kartı limitini zorlamak veya borçlanmak pahasına yapılan hiçbir alışveriş, gerçekten ‘fırsat’ sayılmaz. Hızlı alışverişin en büyük tehlikesi, iade koşullarının gözden kaçırılmasıdır. Kampanyalı ürünlerde iade süresinin kısıtlanıp kısıtlanmadığını veya değişim zorluklarını detaylıca inceleyin. Cayma hakkınızı kullanabilmeniz için bu şartlar kritik öneme sahiptir. Sepete eklediğiniz bir ürünü, özellikle yüksek fiyatlı ise, hemen satın almayın. Bir gün bekleyin ve ertesi gün o ürüne hâlâ aynı şiddette ihtiyacınız olup olmadığını sorgulayın. Bu basit bekleme süresi, anlık hazzın geçmesini ve sağlıklı karar verme mekanizmasının tekrar devreye girmesini sağlar.”




