Mantık mı aşk mı sorusu insanı çok yakan, çok arada bırakan bir soru diye düşünüyorum. Tabi mantık ve aşktan aynı anlamı çıkarıyorsak.
Kimileri mantık dediğimizde olayı sadece maddesel algılıyor. İhtiyaçların karşılanması şeklinde yorumluyor. Aşkı ise, kontrol edilemeyen duygusal yoğunluk tarafına yerleştiriyor.  Bense  başka bir gözlük takacağım şimdi sizlere. Bir de benim gözümden değerlendirelim bakalım nereye varacağız.
Sağlıklı ilişki kavramı; iki kişinin de birbirinin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayıp, fikir ayrılıklarını, kişilik farklılıklarını normal kabul edip ortak bir noktada buluşabilmesidir. En özet hali bu. Tabi bu duygusal ve sosyal ihtiyaçların içine birçok eklenti yapabiliriz; sevgi, cinsellik, güven, ilgi, anlayış, hoşgörü, destek, maddesel ihtiyaçların karşılanması gibi gibi.
Aşkta ise sağlıklı davranmak ne kadar kolay, aşkı yaşayanlara bir dönüp sormak gerek.  Duyguların en yoğun olduğu bu dönem, kontrolsüz sevgi karşı tarafı bıktırma evresine getirebilir, bu durum kaybetme korkusuna eşlik edip kıskançlıklar artabilir. Dürtüsellik, şiddet eğiliminden başlayalım da cinselliğe kadar yüksek dozda yaşanabilir. Güven diye adlandırılan, içinde birçok sözcüğü de barındıran geniş bir kavram olmasına karşılık, böyle  yoğun duyguların olduğu ortamda barınamayacak kadar gözlerden kayboluyor. Bir de aşkı çaba üstünden konuşalım; belki de size hiçbir katkısı olmamış insanı, sizin için hiçbir fedakarlığın içine girmemiş insanı, psikolojik birçok sebep ve fizyolojik birkaç neden için baş tacı yaparsınız. Benim için bir şey yapmasa da olur ben yaparım, bana yeter, beni sevsin yeter cümleleri birbiri ardına sıralanır.
Türk insanının ve Türk filmlerini sevenlerin bildiği en güzel konu aslında bu. Şimdi fark edeceksiniz; “Selvi boylum, al yazmalım.”
İzleyenler ve hatırlayanlar ne demek istediğimi anladı. Sevgi ve aşk arasında ciddi bir fark var. Mantık ilişkisinden kastım sevgiydi. Sevgi anlayışım; her şeyden önce güven demektir. Her an ne oldu/ne yaptı tetiğinde olmadan, gelmediyse işi vardır, vardır bir bildiği diyebilecek kadar partnerine yakın olmaktır. İnanmaktır.  Bu inançlarınız da gün sonunda hayal kırıklığına uğramamasıdır. Çabadır. Sizi anlamak için çaba gösteren, hassasiyetlerinizi bilen birinin hayatınızda olması kadar insana huzur veren, mutlu hissettiren başka bir durum inanın ki yok.  Kırıldığınız yerden sizi defalarca kırmayan. Tüm koşullara rağmen yanınızda kalmasıdır sevginin vefası.
Oysa ki aşk bir göz dönmesine bakar. Yeter dersin ve biter. Yarası izini bırakır o ayrı, ama bilirsiniz ki emeği olmayanın yeri de sağlam değildir.