Hatırlar mısınız?
Futbolda alınan kötü sonuçlar yüzünden..
80’li 90’lı yıllarda Türkiye’de “boks ve güreş” sporuna karşı özel bir ilgi oluşmuştu..
Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyatlara katılacak boksörler ve güreşçiler “medyanın ilgi odağı” olurdu hep..
Hemen her şampiyonadan önce “altın madalya toto” oynardı millet..
Koalisyonlar, siyasi ve ekonomik krizler, iş çekişmeler, kavgalar, devalüasyonlar öylesine boğmuştu ki milleti, “bir altın madalya” alsak, dertler zevke dönüşürdü adeta..
…
İşte böyle bir ortamda..
Yani, boksörlerin ve güreşçilerin medyanın ilgi alanı içerisinde olduğu bir ortamda..
“Popülizm” yapmak isteyen işadamları “vaad” yağdırırdı..
“Altın madalya” alacak sporcuya..
Biri çıkar, lüks araba ve ev vereceğini söylerdi..
Biri çıkar 1000 altın vaad ederdi..
Bir diğeri dayalı-döşeli ev sözü verirdi..
Vesaire vesaire..
Bu arada içlerinden vaadini Noter’e tasdik ettirenler bile olurdu..
Çünkü..
Biliyorlardı ki..
Bir tek güreşçi ve boksörümüz bile “altın madalya” ile dönemeyecek..
Bu nedenle de, “vaad üstüne vaad” yağdırırlardı..
Millet de bunu yutardı maalesef..
O zamanlar, o adamlardan bazıları öylesine meşhur oldu ki, film teklifi bile aldılar..
…
Dönelim bugüne..
İşadamlarının bu “kurnaz” tavrını siyasetçilerimiz 60 küsür yıldır kullanıyor..
Kimbilir, belki de işadamları siyasetçileri taklit etmişti o zamanlar..
…
7 Haziran genel seçimlerine girecek olan siyasi partilere dikkat edin..
“İktidar partisi” olamayacaklarını biliyorlar ya..
Ütopik, yani “gerçekleşmesi mümkün olmayan” vaadlerde bulunuyorlar..
Emekliye yılda iki maaş ve yüzde 15 kesintinin kalkacağı sözüne dikkat..
Asgari ücreti biri 1.500 lira yapacağını söylüyor, diğeri 5.000 lira..
Bütün işsizleri “iş sahibi” yapacakları sözünü veriyorlar..
17 milyon aileye ayda 720 lira yardım yapılacağı vaadi ise dudak uçuklatıyor..
Mazot köylüye 1.5 lira, diğerlerine 2 lira olacak..
Türkiye’de “fakir” hiç kimse kalmayacak..
(Bir Kemal Kılıçdaroğlu sözü bu.. Ne sözü, “Noter tasdikli bir vaad”..)
…
Çok değil, birazcık ekonomi bilgisi olan herkes, bütün bunların “popülizm” olduğunu, milleti kandırabilmek için söylenmiş “temelsiz, kaynaksız, eğreti vaadler” olduğunu bilir..
Ekonomide eğer üretmiyorsanız, bir yere bir şey verebilmek için, bir başka şeyden almak zorundasınız..
Türkiye ekonomisi ne yazık ki “üretim” üzerine tesis edilmemiş..
Daha yeni yeni bu sistem kuruluyor..
Üretmeyen bir ekonomide “kaynak” nasıl bulunur biliyor musunuz?
Ya çok yüksek faizle borçlar alarak.. (Ki Türkiye 2002 yılına kadar 2.5 trilyon dolar borç ödemek zorunda kaldı..)
Ya da hizmete ayırdığınız parayı ordan oraya transfer ederek..
Antalya, Mustafa Akaydın döneminde bunun örneğini bire bir yaşadı ve Antalya’nın halini gördü..
CHP şimdi bunu bütün Türkiye’ye yaşatmak istiyor..
…
Aslında Cumhuriyet tarihimiz, siyasetçilerin asla gerçekleştirilmemiş ve sırf oy avcılığı için ortaya attıkları “uçuk” vaadlerle dolu..
Ve milletimiz bundan “yeni yeni” ders almaya başladı..
Hani, “ders alınsaydı tekerrür eder miydi tarih” deriz ya..
O misal, zaman zaman hala aynı “uçuk” vaadlere prim veriyor maalesef..
…
Oysa, son 12 yıl önemli bir Türkiye gerçeğini koydu ortaya..
Cumhuriyetimizin kuruluşundan 2002 yılına kadar üretilen gayri safi milli hasılamız 200 milyar dolar..
2002’den sonra, yani Ak Parti döneminde buna 600 milyar dolar ilave edilmiş..
Ortada böyle bir gerçek varken..
Acımasız bir dünyada kurulmakta olan güçlü bir ekonomi ve süren bir “istikrar” varken..
Türkiye’yi maceraya atma akılsızlığına gerek var mı?
İktidar partisinin yanlışları-eksikleri vardır, olabilir de..
Ama genel anlamda baktığınızda, her konuda Cumhuriyet tarihimizin en iyi dönemini yaşıyoruz..
Bence bu imkanı kimse elinin tersiyle itmemeli..
Karar sizin..