Dün yine “muhalefet”i tartıştık..
“Muhalefet-iktidar ilişkileri”ni konuştuk..
“90’lı yılların başından bu yana, koalisyonlar dışında muhalefet partilerinin niye bir iktidar ya da iktidar alternatifi bile olamadığına” ilişkin fikirlerimizi paylaştık..
Aramızda hemen her partiye oy vermiş arkadaşlarımız vardı..
Ortaya şöyle bir “ORTAK SONUÇ” çıktı:
1- İktidarın yaptığı her şeye ‘KÖTÜ’ diyen..
2- Milletin cebini ve ülke çıkarını düşünen projeler üretmeyen..
3- Dışarıdan ülkemize gelen eleştiri ve tehditlerde “birlik olmak” yerine eleştirenlerle ve tehdit edenlerle birlikte olan..
4- Ve muhalefet anlayışlarını hiç değiştirmeyen..
Bu muhalefet partileri, asla iktidar ya da iktidar alternatifi bile olamazlar..
…
Burada, “muhalefet anlayışı” ile ilgili İKİ ÇARPICI ÖRNEK vereceğim..
Birini çok sevecek, “keşke bizde de böyle olsa” diyeceksiniz..
Diğerini ise –eminim- hiçbiriniz kabullenemeyeceksiniz..
…
KEŞKE BİZDE DE BÖYLE OLSA
Avusturya’da milletvekili olan genç bir Türk’le sohbet ediyoruz..
Avrupa Birliği, global kriz, Ortadoğu’ya Avrupa’nın bakışı derken, siyasete daldık..
Merak ettim, sordum..
“Avusturya’da da, iktidar-muhalefet ilişkileri bizdeki gibi, yani it dalaşı şeklinde mi?
Orada da muhalefet, iktidarı ve yaptığı işleri vatandaşın gözünde küçültmek için sürekli olarak kötüler mi?
Orada da siyasi parti başkanları –elinde kesin bir bilgi olmadan- iktidarı yolsuzluk ve hırsızlıkla suçlar mı?”
Acı acı gülümsedi ve şunları söyledi:
“Avusturya’da seçimler bittikten sonra, partiler ‘siyasi gömleklerini’ sırtlarından çıkarır, artık hepsi bir dahaki seçime kadar halkın refahı için neredeyse birlikte çalışırlar..
Muhalefet çeşitli projeler üretir ve bunu halkın yararına olacak şekilde uygulaması için iktidara sunar..
İktidar bunu isterse uygular, istemezse uygulamaz..
Bunun notunu bir sonraki seçimde halk verir, seçimini ona göre yapar..”
…
Ben cevabımı almıştım..
Aranızda, “böyle bir iktidar-muhalefet ilişkisi” istemeyen var mı?
…
VE İŞTE SİZE BİR “İT DALAŞI”
Olay daha çok taze..
Önceki gün CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke ve FETÖ'nün gazeteci olarak lanse ettiği Amberin Zaman, New York'ta konusu “kadın” olan bir programa katıldılar..
Ve burada ne yaptılar biliyor musunuz?
“Dünya Kadınlar Konferansı”nda Türkiye'yi dünyaya şikayet ettiler..
Ne gariptir ki; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir kadına, bir anneye karşı “kelime oyunu” ile yaptığı hakaretleri duymazdan gelen Böke, “Biz Ak Parti’den kurtulamıyoruz, bu konuda bize yardım edin” dediler..
Ne için yardım edeceklermiş?
Böke, bunu şöyle söylüyor:
“Türkiye'de Ak Parti tehdidini hissetmeyen tek bir kadın bulamazsınız.. Bunun sizin kim olduğunuzla ilgisi yok, kadın kimliği tek başına bu tehdidin oluşmasına yetiyor.."
…
Son seçimde Ak Parti’yi iktidar yapan 23 milyon kişinin –sanırım- en az yarısı “kadın”dır..
CHP’ye oy veren 12 milyon kişinin de en az yarısı kadındır..
Böke, diğer bütün kadınları “kadın”dan saymıyor, ama CHP’li 6 milyon kadını, “Türkiye’deki bütün kadınlar”ın yerine koyuyor..
“Anlayış”a bakar mısınız?
…
BU BİR “DARBE” ÇAĞRISIDIR
Anamuhalefet partisinin sözcüsü, “Ak Parti’yi biz yıkamıyoruz” diye acizliğini ortaya koyarken utanmıyor..
“Bize yardım edin de yıkalım artık bunları” derken, (muhalefet anlayışlarını gözden geçireceğine, demokratik yolları bir kanara koyuyor) Türkiye’yi bir “Muz Cumhuriyeti” gibi gösterip, adeta “darbe yapın da biz iktidar olalım” diyor..
“Kafa”ya bakar mısınız?
…
Yazımın başında “muhalefet”le ilgili yaptığımız tespitleri bir daha okuyun şimdi..
Avusturya’daki Türk vekilin söylediği ile Böke’nin gösterdiği “iktidar-muhalefet” anlayışını karşılaştırın..
Ve Türkiye “muhalefet sorunu”nu niye aşamıyor, iyice anlayın..