Bu sabah makalelere göz gezdirirken bir çalışma dikkatimi çekti. 2019 yılında İngiltere’de yaklaşık 300.000 kişinin katılım sağladığı bir çalışmada evliliğin yaşam doyumu ve mutluluk üzerinde ekonomik düzeyden daha etkili olduğu sonucuna varılmış. Bizler bugün yaşam mücadelesi verirken, akademik fırsatlar kollarken, yeni nesillere daha güzel imkanlar sağlamaya çalışırken bazı şeyleri atlıyoruz. Bunlardan bir tanesi mutlu bir evlilik için çabalamak. Eğer yaşam doyumunuz ekonomik düzeyden daha çok evliliğinizdeki dengeden etkileniyorsa biraz ilginizi eve çevirmeye değer şeklinde düşünüyorum. Ayrıca çocuklarınızın mutlu bir evde büyümesi en az ekonomik refah kadar önemlidir. Bu anlamda bu hafta sizlere mutlu evliliklerdeki ortak özelliklerden bahsedeceğim.

     Birbirinizin güçlü yanlarına odaklanın. Partnerinizden gerçekçi beklentiler içinde olmak, onun güçlü ve güçsüz yanlarını kabul etmek mutlu bir evliliğin en önemli ipuçlarından birisidir. Partnerinizle bu konuda iş bölümü yapabilirsiniz. Herkes iyi olduğu konunun görevini üstlenirse işbirliği içinde her şeyin üstesinden gelinir.
     En mutlu çiftler bile tartışır. Fikir ayrılığına düşmeniz çok doğal. Sağlıklı ilişkilerde iki tarafın da fikrini özgürce ifade edebilmesini bekleriz biz uzmanlar. Ancak mutlu ilişkilerde bu tartışmalar yaşanırken iki taraf da birbirini dinler, farklı bakış açısından olaylara bakmaya çalışır. Mutlu ilişkilerde bu dönemler “zorlu geçen günler” olarak adlandırılır. Her ilişkide inişler çıkışlar olur. Yani tartışıyorsanız kötü bir ilişkinizin olduğu anlamına gelmez tam tersi muhtemelen sağlıklı bir ilişkide olduğunuzun göstergesidir.

     Partnerinizin sizi mutlu etmesini beklemeyin. Eşinizin görevi sizi tamamlamak değildir. Yetişkin bir birey olarak yaşam doyumunuzdan siz sorumlusunuz. Sizi tamamlamasını partnerinizden beklediğinizde ilişkiniz sağlıksız bağlanmaya dönüşebilir. Boşlukları eşinizin doldurmasını beklemek yerine kendi kendinizi geliştirebilirsiniz.
     Birbirinize karşı nazik olun. Eşinize karşı saygılı ve anlayışlı olmak çok önemlidir. Eleştirel olduğunuzda savunmacı bir tepkiyle karşılaşacağınızı bilmeniz gerekir. Üzgün olduğunuzda eleştirmek yerine sadece nasıl hissettiğinizden bahsedebilirsiniz. “Neden doğum günümü kutlamadın?” demek yerine “Doğum günümü unutmuş olman beni üzdü” derseniz karşınızdaki kişi nasıl hissettiğiniz konusunda empati yapabilir.
     Küçük ve güzel anlardan keyif alın. Zor günlerimizde eşimizi yanımızda görmek elbette güven vericidir. Ancak güzel günlerin kötü geçen günlerden çok olduğunu düşünürsek güzel geçen günlere de dikkat çekmek gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde evliliğinizdeki minnettarlık duygunuz artacaktır.

     Birbirinizi takdir edin. Her gün eşinizle beraber olduğunuzdan dolayı onun iyi yönlerini görmezden gelebilirsiniz. Ancak her insanın takdir edilmeye ihtiyacı vardır. Psikolojide pozitif ödüllendirme dediğimiz takdir kişinin kendine güveninin artmasına ve yaptığı eyleme devam etmesine sebep olmaktadır. Eğer kendinizi takdir etme konusunda eksik görüyorsanız yine sadece nasıl hissettiğinizden bahsedebilirsiniz. “Bana bunu haber vererek günümün daha güzel geçmesini sağladın” da bir pozitif ödüllendirmedir.

     İstekli olun. Benim bir psikolog olarak seanslarımda öncelikle baktığım durum danışanların istekli olup olmadıklarıdır. Sadece romantik değil her ilişki ancak taraflar istekli olurlarsa devam eder. Evlilikte inançlar, tutumlar, ihtiyaçlar zamanla değişir ve bireyler gelişir. Bugün ihtiyacınız olan şeye yıllar sonra ihtiyacınız olmayabilir. Bu noktada çiftlerin birbirlerini desteklemesi ve beraber değişip gelişmeye ayak uydurmaları gerekir. Evlilik bir danstır ve ancak çiftler istekli olurlarsa ayakları uyum içinde hareket eder. Herkese sevgi ve anlayış dolu bir hafta diliyorum.