CHP Antalya Milletvekili “Aykut Kaya," Manşet Gazetesi ve haber sitesinde yayımlanan bir açıklamasında “Tarımda büyük iflaslar kapıda” diyerek tarımsal üretimdeki maliyet yüksekliğine, ihracattaki düşüşe dikkat çekmişti…

Bu haberi okuyunca bir süre önce BAİB tarafından yapılan tarımsal ama özellikle yaş sebze ve meyve ihracatındaki tablo aklıma geldi.

“Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, 7 aylık ihracatımızda yüzde 2,55 oranında artışımız var, dediği ihracat tablosunda Antalya’nın ihracatındaki en önemli kalem olan yaş sebze ve meyve ihracatında 2024 yılına göre yüzde 52,24’lük bir düşüş olduğunu da itiraf ediyor…”

Kamuoyuna açıkladığı ihracat tablosunda, tüm ihracat ürünlerinin toplamında yüzde 4,55’lik bir düşüş olduğunu da beyan etmiş…

Aslında Çavuşoğlu, ihracatımızda yükseliş var derken bir ironiyle düşüşe, özellikle yaş sebze ve meyve ihracatındaki yarı yarıya olan kayba dikkat çekmek istemiş olabilir…

Çünkü bunun başka bir izahı da yoktur.

2024 yılında Antalya’dan yapılan yaş sebze ve meyce ihracatının 57 milyon dolardan 2025 yılında 26 milyon dolara gerilemesinin nedenleri üzerinde ciddiyetle ve dikkatle durulması gerekir.

Bunun birincil nedeni CHP Milletvekili Aykut Kaya’nın da belirttiği gibi üretim maliyetlerindeki yüksekliktir…

“Tarımsal girdilerin en önemlisi olan ve dolar bazında ithal edilen mazota, ilaca, gübreye ve tohuma devlet tarafından destek verilmedikçe tarımsal maliyetlerde asla düşme olmaz…”

Gıda enflasyonunun temel nedeni de budur.

Üretim maliyetleriyle tüketici fiyatları arasındaki makas kapanmadıkça enflasyon devam eder.

Girdilerde sağlanacak destekler iç piyasayı rahatlatacağı gibi, üreticinin dış piyasalarda rekabet gücünü artıracağından ihracatta da büyük bir gelişme sağlanır.

Kısacası bu durum sürdürülebilir değildir…

Kendi ülke insanlarının beslenmesinde ki sorunları çözemeyen iktidarlar tarih önünde bu halka hesap vermek zorunda kalırlar…

Yaş sebze ve meyvedeki ihracatın bu kadar vahim orada düşmesinin bir nedeni maliyet artışlarıysa diğer nedeni “dış pazar kayıplarıdır…”

Futbolda bir deyiş vardır, “şampiyon olmak kolay, zor olan şampiyon olarak kalabilmektir…”

Yani, ihracat pazarı bulmak kolay ama asıl maharet bu pazarı elde tutmaktır…

Eğer bir malın ihracatında düşüş yaşanıyorsa, ihracatçılarımız elindeki pazarı kaybediyor demektir…

Eldeki bir pazar nasıl kaybedilir?

  1. Maliyet yüksekliğinden rekabet gücünü kaybederseniz pazarı elinizden kaçırırsınız.

  1. İhraç ürünlerinizde uluslararası yasaklanmış ilaçların kalıntıları tespit edilirse gıda güvenliğini tehdit ettiğiniz için ürünleriniz kapıdan geri döner ve pazarınızı kaybedersiniz…

  1. Ukrayna’ya yapılan domates ve dikenli salatalık ihracatında olduğu gibi ilgili ülkenin ithalatçısıyla anlaşıp düşük fatura ile yaptığınız ihracat gümrük tarafından tespit edilirse o pazardan atılırsınız…

Kısacası, başta yaş sebze ve meyve üretimi ve ihracatında ciddi tehlike çanları çalıyor.

Acil önlemler alınmazsa Antalya başta olmak üzere ülke tarımı elden gidiyor, bir tarım ülkesi olan Türkiye beslenmesini yabancı çiftçilere emanet edecek gibi görünüyor…