Siyasi gerilimi bugün biraz azaltalım..
…
Bektaşi Cuma'ya gitmiş..
Camide hoca yüksekçe bir yere çıkmış boyuna nutuk atmakta, hem de şarap içenleri açıkça kınamaktadır..
Bektaşi can kulağıyla dinlemeye başlamış..
Hoca devam ediyormuş:
“Şarap içenler öbür tarafta her türlü cezayı görecek..
Şarap içmeyenler her türlü sefayı sürecek..
Hatta şarap içmeyenlerin her birinin emrine kırk huri verilecek...
Huriler şöyle güzel, böyle hoş, başka türlü mültefit..
Şarap içenlerinse, içtikleri her şişe şarap kıl köprüden geçerken boyunlarına asılacak..”
Bektaşi dayanamamış, durduğu yerden seslenmiş:
“Hoca efendi, şişeler dolu mu olacak boş mu?
Hoca gürlemiş:
“Bre zındık, sen dolu şişelerle öbür tarafı meyhane mi sanırsın?”
Bektaşi hemen lafı yapıştırmış:
“İyi de hoca, adam başı kırk huri ile sen de öbür tarafı kerhane mi sanırsın..”
…
Bu “kıssa”dan nasıl bir “hisse” çıkardınız bilmiyorum..
Bence..
Belediye başkanı ve diğer bütün yerel yöneticiler kendilerini silkeleyip uyandıracak bir pay çıkarsalar çok iyi olur..
Koltukta oturdukları yılları “bu taraf”, halktan biri oldukları zamanları “öbür taraf” olarak düşünün..
Bugün koltuklarda oturuyorlar..
5 yıllık süre hiç bitmeyecekmiş gibi davranıyorlar..
Devletin imkanlarını canlarının istediği gibi kullanıyorlar..
Seçilemediklerinde, yani halkın arasına karıştıklarında bunları bulacaklarını sanıyorlar..
Bulamayınca da bocalıyorlar..
Bektaşi’nin dediği gibi..
“Öbür tarafı” da yağlı-ballı olacak sanıyorlar..
Yüzlerine “bu taraf”taki gibi bakılmayınca, kahroluyorlar..
Ama..
İş işten geçiyor..
…
Oysa..
Onlardan beklenen tek şey “adil” olmaları..
- İmar planı yaparken..
- İmar tadilatı için tercihlerini kullanırken..
- Kamunun malını ve parasını harcarken..
- Kanunları ve kuralları uygularken..
- Hizmet götürürken..
- İhaleye çıkarken..
Sadece “adil olmaları” beklenir hep..
Ama bakıyorsunuz..
En taze örnek 3-4 gün önce gündeme getirdiğimiz çatı katlarına yapılan “güneşlik”lerde olduğu gibi, “birini yıkıp diğerini görmemek” gibi bir tavır içindeler..
Yani..
Güneşlik gibi basit bir konuda bile “adil” olamıyorlar..
Küçücük bir konuda bile adil olmayan, diğer “büyük” işlerde ne yapar acaba?
Varın siz düşünün artık..
…
Bektaşi hikayesinden yola çıktık, bakın nerelere geldik..
Başkan, meclis üyesi, milletvekili, işadamı, esnaf hiç fark etmez..
Kul hakkı yemeden, insanların haklarına tecavüz etmeden iş yapmayı, yönetmeyi bilmeliler..
“Öbür taraf”a hiçbir şey götürülemeyeceğini akıllarından hiç çıkarmalılar..
Hele, “40 huri” gibi “Hoca” uydurmalarına hiç kanmasınlar..
Derim ki..
Bir insan hep “ne oldum” değil, “ne olacağım” demeli..
Yarınların kime ne getireceği belli mi olur?
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz gözaltında

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder