“Alisavar timi” dün beni “gazetecilikten” sildi..
Niye biliyor musunuz?
“Antalya Büyükşehir’e Akaydın’dan başka aday düşünmeyin” dediğim için..
Neymiş?
“CHP Genel Merkezi aksini bildirmedikçe CHP’nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı zaten Akaydın”mış..
“Pişmiş aşa su katma girişimlerim varmış ve bu girişimlerim çok çocukça”ymış..
Ve asla “gazeteci” olduğumu falan da söylememeliymişim..

Şunu açık, net ve samimi olarak belirteyim..
“Akaydın gerçekten CHP’nin Antalya Büyükşehir adayı olsun” istiyorum..
Ha, dünkü yazımı biraz “alaycı” bulanlar olmuş olabilir..
İyi de..
Akaydın yıllardır herkesle dalga geçiyor, herkesi alaya alıyor, bir kere de ben onu alaya almışsam ne olur yani..
Biz buna yıllardır dayanabiliyorsak, o da buna biraz dayansın artık, değil mi?
Dünkü yazıma Akaydın bir şey söylemiyorken, “Alisavar timi”ne ne oluyor acaba?
Bir yerleri falan mı kaşınıyor?

Madem bu “Alisavar timi” –kendilerince- beni “gazetecilikten uzaklaştırmak” için malzeme arıyor..
Akaydın’ın bir başka yönünü daha anlatayım da, hevesleri kursaklarında kalmasın..

Hatırlayın..
Akaydın’ın sık sık söylediği bir söz vardı:
“Bazıları, Antalya’daki seçim başarımı bir türlü hazmedemedi..
Şimdi ekip halinde organize çalışıp beni karalamaya çalışıyorlar..”
Ne yapılıyormuş?
“Ah şu Antalya Belediye Başkanı bir gaf yapsa da, neresinden vursak” deniliyormuş..

Açık söyleyeyim..
O “bazıları”ndan biri benim..
Ama..
Bir “hazımsızlık” falan yaşamıyorum..
Çünkü.
Beni kimin seçildiği değil, kimin Antalya’ya hizmet ettiği ilgilendiriyor..
Yeri geldiğinde de elbette eleştireceğim, işim bu..
Kendisinden önceki Başkan da, “beni en çok Ali Bey eleştiriyor” diyordu..
Acaba onu da mı hazmedemiyordum?
Profesör olmuş birinin “eleştiri”nin ne olduğunu hala kavrayamamış olması garip geliyor bana..

Seçimin üzerinden 4 yıl geçti..
Bugüne kadar..
Büyükşehir Başkanı’nın yaptıkları-yapmadıkları..
Konuştukları-inkar ettikleri-tavırları-davranışları ortada..
Haydi biz “ekip halinde” organize olarak eleştiriyoruz diyelim..
Peki..
Ya kendi partilileri tarafından Başkan’a yapılan “çok daha ağır eleştirilere” ne demeli?
Onlar da mı organize çalışıyor?

Büyükşehir Başkanı bu “fobik” durumdan kendini hala kurtaramadı..
Nedir “fobik” durum?
Fobi, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyen, normalde korkulmayacak durum, nesne ve etkinlikler karşısında duyulan mantık dışı korkulara verilen isimdir..
Kişi korkulmayacağını bilir..
Korkuyor olmasını anlamsız ve aşırı bulur..
Ancak yine de korkar ve yaşamının etkinliğinin bozulmasının önüne geçemez..
Bu tür korkuları olan kişilere de “fobik” denir..
“Neden öyle dedin, ne demek istedin şimdi sen..” gibi sorularla dikkati çeken, temelinde kaybetme korkusunun yer aldığı insan modelidir..
Büyükşehir Başkanı’nda da –galiba- “eleştirilme fobisi” ağır basıyor..
Bunu örtmek için de karşısındakilere saldırıyor:
“Hazmedemiyorlar..
Organize çalışıyorlar..
Açığımı arıyorlar..”
İşin garip yanı şu:
Sadece Akaydın değil, son aylarda gördüm ki, bu “Alisavar timi” de aynı “fobi”yi yaşıyor..
Üstelik, tavırları bile birbirlerine çok benziyor..

Açık ve net bir şekilde söyleyeyim..
Sadece Büyükşehir Başkanı değil..
Bu kentte ya da ülkede “yönetici” olan kim varsa..
Ve..
Eğer eleştirilecek bir şey yaparsa..
Hiç çekinmem bunu yaparım..
Zaten benim görevim bu..
Eleştirmek, uyarmak, yanlışı da doğruyu da ortaya koymak..
Herkes kendi işini yapacak..
Büyükşehir Başkanı’nın görevi, bu kenti “daha yaşanabilir bir yer” olarak uzun yıllar ötesine taşıyacak hizmeti yapmaktır..
“Niye eleştiriliyorum, hazmedemiyorlar” diye yakınmak, suçlamak değil..

“Alisavar timi” buna da söyleyecek çok şey bulacaktır eminim..
Bekliyorum..