Bildiğiniz gibi geçen ay yerel seçimlerin ikinci yılına girdik. Sayın Akaydın da geçen hafta iki yıllık icraatlarını anlattığı bir toplantı düzenledi ve billboardlara ilanlar astı. Buna değinmeden önce dilerseniz geçen sene bu zamanlara gidelim. Geçen yıl Başkan Akaydın kuru bir teşekkürle çıkmıştı karşımıza. Ne için teşekkür ediyordu? Sabrımız için. Neye sabrettik diye bir düşünelim. Enkaz edebiyatına sabrettik. Belediyedeki kadrolaşma ve adam harcama iddialarına sabrettik, suya yapılan zamlara sabrettik, Ant-Kart'ın iptaline sabrettik, Dünya Basketbol Şampiyonası'nın Antalya'dan gitmesine sabrettik, kaybettiğimiz tesislere sabrettik, Düdenpark'ta dönen rüşvet skandalına ve oradaki esnafa yapılan eziyetlere sabrettik. Çok laf az iş durumuna sabrettik.
Bu yıl ise teşekkür yok Sayın Akaydın’dan. Demek ki sabretmemiz gereken bir durum olmadığını düşünüyor. Kendisinin düzenlediği toplantıya gidemedim. Basından takip edebildim. Ama billboardlara astığı ilanları her yerde görmek mümkün. Bu ilanlara bakınca dikkatimi çeken birkaç şey oldu. Büyükşehir Belediyemiz rögar kapaklarını kendisi üretmeye başlamış. Anlaşılan o ki bu şekilde de tasarruf sağlanmış. Güzel bir olay ama reklamını yapacak kadar büyük bir olay mı? Değil.
Öyleyse borçlarımız hakikaten Sayın Akaydın’ın dediği kadar varmış diye düşünüveriyor insan. Baksanıza “sinekten yağ çıkartır” misali Belediyemiz rögar kapaklarını kendisi üreterek tasarrufa gitmiş ki borçları ödeyebilsin. Bunu da “Antalya Bilsin” diye ilan etmiş.
275 milyon lirası önceki dönemden olmak üzere toplam 490 milyon liralık borcun ödendiğini de öğrendik basından. Ama aradaki 215 milyon liralık borç kimden kalma? Orasını anlayamadık. Sayın Akaydın şimdiye dek yaklaşık 80-100 milyon liralık borçlanmaya gitti. Bu hızla 2014’e kadar 300 milyonun üstünde bir borçlanma gerçekleşecek demektir bu. Başlı başına bir yazı konusu.
Aslında tüm kabahat Sayın Türel’dedir. Kendisi Antalya’nın altyapı sorunlarını çözmek, Antalya’yı kavşaklarla donatmak, 21. yüzyılın Antalya’sını inşa etmek gibi ufak tefek işlerle uğraşırken böylesi büyük projeleri görememişti demek ki. Bizim de basiretimizi bağlamış, rögar kapağından tasarruf etmek gibi “dahiyane” vizyon işleri görmemizi engellemişti. Biz de kendisinin başarılı bir başkan olduğunu düşünmüştük. Anlaşılan yanılmışız. Asıl maharet rögar kapağından tasarruf etmekmiş.
Ne mutlu bizlere ki rögar kapağından tasarruf yapan ve bunu icraat olarak tüm Antalyalıların bilgisine sunan bir Büyükşehir Belediyemiz var.
Son söz olarak Sayın Akaydın’a ikinci sene-i devriyesi münasebetiyle hayırlı olsun diyor, eleştirilere hiç aldırmadan doğru bildiği yolda dümdüz ilerlemesini öneriyor, yapacağı nice hizmetlerde kendisine başarılar diliyorum.