Bir süredir Akdeniz Manşet ailesinde yazıyorum. Çoğu zaman mesleki vasfımın gözlem yapma ve çalışma şansı yarattığı durumlar hakkında yazmaya çalıştım, kalan kısmını da Başak İnan olarak.

Ve bir konu konuşulacaksa önce saygı barındırmasının üstünü çizmeye çalışıyorum. İçerik ne olursa olsun.

Özellikle çocuklarla çalışırken, ebeveynlerin saygı beklemek için saygının nasıl olduğunu uygulamalı öğretmesi gerektiğini belirtirim. Hiç bilmeyene sevgi de saygı da gösterilerek öğretilir.

Yalnız bizde çok üzülerek söylüyorum ki şöyle bir şey var; ben. Ben de ben. Yani ben her istediğimi yapabilirim, siz de saygı göstermelisiniz. Tamam gösterelim de böyle düşüneceksek benim saygı ihtiyacım, seninkinden büyük!

Konu nereye geldi söyleyeyim; Siyaset. Ki anlamam ki, sevmem. Siyasette her şey olur derler.

Ancak şunu kabul edemiyorum ülkede bir anma töreni var fakat siyaseten bu törene ters hareketler yapılıyor. İşte bunu saygısızca buluyorum.

Sevmesen de olur kimse sana zorla sev demiyor da bu saygısızlık nerden?

Peki bunun, karşı komşunun yası varken mangal partisi yapmaktan ne farkı var?

Mantık aynı mantık.

Hangi tarafta olursan ol, başka fikirlere, başka inançlara saygı göstermek zorundasın.

Peki bunun şu anki iktidarı sevmediği için ağıza alınmayacak küfürleri eden saygısızlardan ne farkı var?

Yanlış strateji.

Sonra gel insanlardan sana saygı bekle.

Göstermediğin davranışı bulamazsın net.

Tarafını göstermek ne zaman yasları acıları buldu?

İşi siyasetle değil insan olmak ile bağdaştıralım, eğitimle bağdaştıralım, görüp geçirme ile bağdaştıralım. Hoşgörü ile bağdaştıralım işte o zaman yapılanın doğruluğunu sorgular hale gelebiliriz.

Siyaset beni bozar ben insan olmaya bakarım.

İnsanlığın ölmediği günlerimiz olsun.